Bugun...
HDP’Yİ Kapatma Polemiği


Cüneyt ALPHAN GÜNEŞ DOĞARKEN
 
 
facebook-paylas
Tarih: 10-06-2020 19:16

Yüzyıldır kısırdöngülü kavgalarla devam eden, çözülmeyen, çözdürülmeyen ve çözdürülmemeyi ranta çeviren gelmiş-geçmiş iktidarların temel stratejileri Kürtleri ve Kürt meselesini hep kullanmak olmuştur.

Dürüst siyasetçiler hariç bu ülkenin siyasetçileri hiçbir zaman bu halkın demokratik, insanca yaşam, refah istemini ve taleplerini dikkate almadı, alamadı.

Ama hep almış gibi yapıp oy devşirdi, rantına rant kattı.

Sadece son kırk yılda 60 bin canın toprağa düşmesi bir yana harcanan 400 milyar dolarlık servetin dağlarda-taşlarda heba olması başka bir yana.

Muktedir olmayan, emperyalist devletlerin iktidarları gölgesinden çıkamayan cumhuriyet hükümetleri, Britanya, Washington, Brüksel ve onların Ortadoğu’da illeri karakol bekçiliğini yapanların himayesinden de hiç mi, hiç kurtulamadı.

George Grosuz’un; “Politikacılar savaşı halktan uzak tutmak yerine bu vahşeti halka satmaya çalışıyor. Savaşı satan politikacılar masaya kendi kafalarıyla oturmuyor.”

Barış süreci, Oslo ve Dolmabahçe’yi beceremeyip yüzlerine, gözlerine bulaştıran siyaset dünyası, bu halka yeni acıları yaşatmaya devam kararı aldı.

 

Ocağına ateş düşenler, yüreği korlar gibi yananlar, ne iktidarlardır, ne de muktedirlerdir. Ne örgütün ağa takımı ve ne de savaşa karar verenlerin çocuklarıdır.

Yokluk, yoksulluk ve çaresizlik içinde kıvranıp duran gariban Anadolu ailelerinin evlatlarıdır.

Amerikan Komiseri Ravndal :

“Türkler ne başkalarını yönetebilirler ne de kendilerini, ama ıslah edilmeye değerdirler. Birleşik Devletler açısından iyi bir sonuç almak için, Kürtlerin yoğun olduğu bölgelerinde Amerikan denetimine alınması zorunlu hale gelmiştir.”

Bu itibarla, HEP, DEP, HADEP, ÖZDEP, DEHAP, DTP’yi kapattınız da ne oldu?

Beş misli güçlenerek parlamentoya girdi. Yetmedi Kürt sorunu, Türkiye’nin meselesi olmaktan çıkıp, uluslararası sorun haline geldi.

1841'de ünlü bir şair şöyle demiş: “Zamanımızın Tanrısı paradır ve Bay Rothschild de onun peygamberi” diye.

Sırf iktidar, güç ve para uğruna daha ne kadar bu milletin canı yanacak, dağlardan, ovalardan cenazeler gelmeye devam edecek diye sormak gerekir.

Emperyalist emelleri dile getiren A.H. Grant (Hindistan'daki İngiliz Yetkilisi/12 Kasım 1914) söylediği şu söz çok önemlidir.

Grant: “Bizim istediğimiz birleşik bir Arabistan değil, fakat alabildiğince bizim denetimimiz altında küçük prensliklere bölünmüş, aralarında işbirliğine gidemeyen, dolaysıyla Batılı güçlere zorluk çıkarabilecek bir güce sahip olmayan zayıf ve dağınık bir Arabistan'dır” demektedir.

Yine Fransız Devlet Adamı Clemenceau Amerika Cumhurbaşkanı Wilson'a gönderdiği telgrafta şunları yazıyor:

“Eğer müttefikler harbi kazanmak istiyorlarsa, Fransa'nın kana olduğu kadar petrole de muhtaç olduğunu bilmelidirler” diyor.

Ama; Türk milletinin kendi toprağında petrol araması yasak!

Anthony Hages: “Petrol ile ilgilenen ABD şirketleri bilirler ki, Türkiye bir petrol okyanusunun üzerinde oturmaktadır.” der.

1903 yılında, Boston Evening Gazetesinin 2 Eylül tarihli nüshası, Vladimir A. Tsanoff'un, “Türkiye'deki Çıkarlarımız” başlıklı yazısında;

“Eğer biz ticaretimizi artırmazsak, Türkiye büsbütün alacaklıların eline düşecektir. Ayrıca Makedonya ve Ermenistan Osmanlı'dan koparılırsa, ABD'nin bu yörelerle ticareti muazzam artacaktır. Çünkü cahil Türkler ticaret yapmasını da bilmezler. Harput'taki ABD Konsolosy Norton, dikiş makinelerini Türkiye'de tanıtmak için güçlük çekmiştir” der.

Dışişleri Bakanı Balfour'a mektup gönderen Savaş Kabinesi Sekreteri, Donanma Bakanı Sir Eric Geddes'e şöyle diyordu:

“Mezopotamya ve İran'ın petrollü alanları ile bu bölgeleri güvenlik altında tutacak toprakların ele geçirilmesi, İngiltere için birinci öncelikli savaş amacıdır. Güney İran Mezopotamya'daki tüm petrollü bölgeleri ele geçirmeliyiz.”

Sevgili Türkler- sevgili Kürtler!

Sizler milliyetçilik ve ırkçılık duygularınıza esir olup birbirinize düşerken, Ak Parti Hükümeti, ortağı MHP buna çanak tutarken, bizler kavga ederken, başkaları da arkamızdan bizim malımızı ve en değerli varlıklarımızı katar katar, bir uçtan diğer uca taşıyor.

Ak Parti Hükümeti bu sertlik politikasından vazgeçmeli. Hukuka ve adalete dönmeli. Doğu Perinçek gibi ne olduğu belli olmayan birinin sözlerine, akıl hocalığına itibar etmemelidir. Doğu Perinçek sözü açılmışken, ona twitter’da üç soru sordum, cevaplayamadığı gibi, sorularım çok paylaşılınca, çareyi beni engellemekte buldu.

HDP’yi kapatmak, Türkiye’nin soluk borusunu kesmektir. İç ve dış provakasiyonlara zemin hazırlamak, Kürtleri duygusal kopuşa sürüklemek ve Kürt sorununu BM’ye taşımaktır. Yapmayın! Bu vatanı, bu ülkeyi ve bu milleti seviyorsanız vazgeçin bu tavırlardan.



Bu yazı 1254 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Haber sitemizi beğendiniz mi?


YUKARI