Bugun...
İslam Tarihinde Putlaştırma Serüveni!


Cüneyt ALPHAN GÜNEŞ DOĞARKEN
 
 
facebook-paylas
Tarih: 29-04-2021 03:34

Aşağıdaki değerli/verimli çalışma bana ait değildir. İlahiyatçı, Sosyolog ve devletin üst kademelerinde görev almış değerli bir dostuma aittir.

Nezaket gösterip bu çalışmasını benimle paylaştığı ayrıca kendisine teşekkür ederim.

Sözü ona bırakalım…

Hz Adem’in kendisinden sonra peygamber olan oğlu Şis’in oğulları, önceleri gelir, Âdem Aleyhisselâmın Nevz veya Bevz dağındaki mağarada bulunan cesedini, ziyaret eder ve ona, tazimde bulunurlar, kendisi için, Allah’tan rahmet dilerlerdi.

Kabil b. Âdemoğullarından bir adam:

"Ey Kabil oğulları! Şis oğulları, Âdemin cesedinin çevresinde dönüp dolaşarak ona tazimde bulunuyorlar. Sizin ise, böyle bir şeyiniz yok!" dedi ve onlar için bir put yonttu.

Tarihte ilk put yapan adam, bu, oldu.

Kur'ân-ı Kerîm'de: 1- Vedd, 2- Süva, 3- Yağus, 4- Yauk, 5- Nesr adlan ile anılan putlar, rivayete göre, Âdem (a.s.)ın oğulları veya oğullarının oğulları idiler. Bunlar, iyi amelli kişilerdi. Halk, bunlara uyarlardı.

Süha'm Şis (a.s.)ın oğlu olduğu; Yağus, Yauk ve Nesr'in de Süva'ın oğulları oldukları da rivayet edilir.

Bunlar öldükleri zaman, adamları:

"Keşke onların suretlerini bize bir yapan olsaydı da, kendilerini hatırladıkça bizi ibadete teşvik etmiş olurdu!" dediler.

Onlara, yakınları çok ağladılar. Kabil oğullarından bir adam:

"Ey kavmim! Ben can vermeye güç yetiremem, ama size onların suretlerine göre beş tane heykel yapsam, yontsam olmaz mı?" dedi.

Onlar da: "Olur!" dediler.

Bunun üzerine, Kabil oğullarının heykel yapıcısı, onlar için, Vedd, Süva , Yağus, Yauk ve Nesr'in suretlerine göre, beş tane heykel yonttu, dikti. Adlarına heykel dikilenlerin kardeşleri, amcaları ve amcaoğulları, gelip bu heykellerin çevrelerinde koşarak dolaşırlar ve onlara tazimde bulunurlardı. O asır, böylece geçti.

Yerd b. Mehlâil, b. Kaynan, b. Şis, b. Âdem zamanında da böyle yapıldı. Bazı kimseler İslamiyet’ten döndü.

İkinci asır gelince, bu heykellere ilk çağdakinden daha çok tazimde bulundular.

Üçüncü asır gelince;

"Bizden öncekilerin bu heykellere tazimleri, ancak Allah katında şefaat etmelerini umdukları içindi!" diyerek, onlara tapmaya başladılar ve küfürlerini artırdılar.

Bunun üzerine, Yüce Allah, onlara İdris (a.s.)ı peygamber olarak gönderdi. İdris (a.s.) onları putlara tapmaktan men ve Yüce Allah'a ibadete davet etti. Fakat onlar İdris (a.s.)ı yalanladılar.(İslam Tarihi, Asım Köksal)

Putperestlik Arabistan'da Amr b. Luhay’ın Mekke'nin idaresini ele geçirdiği ve Cürhümîleri Mekke'den sürüp çıkardığı zaman, Kâbe hizmetini de üzerine almıştı.

Amr b. Luhay'ın her sözü, Araplarca, itirazsız uyulur bir din hükmü olarak benimsenir, yerine getirilirdi.

Kendisi, din namına birtakım bid'alar ihdas etmiş, Kâbe'nin etrafına putları o dikmiş, İbrahim (a.s.)ın dinini ilk defa o böylece bozup değiştirmişti. Hübel putunu, Belka Meab yöresinden Mekke'ye getirip diken ve ona tapmalarını halka emreden, Amr b. Luhay'dı . İsaf ve Naile heykellerini putlaştıran, Kureyşîleri Uzzâya taptıran da, o idi. Lât'ı ve Menafi putlaştıran da o idi. (İslam Tarihi, Asım Köksal)

Bunun Allah'ın emirlerine aykırı olduğu ve akla mantığa uymadığını ifade eden başta peygamberler olmak üzere akıl sahibi insanların ifadeleri önemsememiş kulak ardı edilmiştir. Diğer yandan putlaştırdıkları nefislerinin arzularına uyarak putları terk etmemişlerdir.

Kendilerini savunurken biz onları Allah'ın cc yerine koymuyoruz, biz onları aracı kılıyoruz ve biz babalarımızı atalarımızı bu şekilde bulduk, onlar akılsız mıydı gibi bahanelerle şeriksiz Allah'a cc inanmayı kabul etmemişler.

Azgın nefislerinin isteklerini yerine getirmek için ve sahip olduğu kötülük devranını sürdürebilmek için doğru yola inanmayı ret etmişler, ölümü dahi göze alarak hak yolda olanlarla savaşlar yapmışlardır.

Peygamberimizden sonra Müslümanlar elleriyle yaptıkları bir puta tapmadılar, ancak farkında olmadan nefislerini, parayı, makamı, yöneticiyi, lideri, kadını putlaştırdılar.

Hz Ali ra devlet Başkanlığı döneminde Abdullah ibni Sebe nin yönlendirmesiyle bir takım Müslümanlar Hz Ali'yi putlaştırarak rab ilan ettiler. Hz Ali ra bu iddiaları kabul etmedi bu iddiada bulunanlarla üç gün tartıştıktan sonra ikna edemeyince öldürülmelerini emir verdi.

Şimdi bu asırdan bakınca açıkça puta tapanları veya insanları putlaştıranları inanan bir insan olarak anlamak zor olmaktadır. Bu bahsi geçen insanlara; hakkı bulamamış akılsızlar, sizin ilah dediğiniz kişi ben ilah değilim, ben bir insanım gelin yanlışınızdan dönün dediği halde, dönmemeyi, hem ölerek bu dünyasını, hem de küfür de giderek öbür dünyasını mahvetmesini anlamak mümkün değil.

Peki, günümüzde çok mu farklı?

Kimisi der ki on binlerce askerin veya milyonlarca vatandaşın emeği ile oluşan sonucu sadece bir kişiye bağlamalarının mantıksızlığını söylediğinizde bu hatasını düzeltmemekte ve farkında olmadan insanları putlaştırmaktadırlar.

Yine kâinatın Efendisi peygamberimiz, haşa, eşinizle cinsel birliktelik anında beni hayal edin çocuğunuz bana benzesin kesinlikle demediği halde bir takım şeyhler veya şeyh uçuran müritleri bunu önererek şeyhini putlaştırmaktadırlar.

İnsanlara zulüm yapan Nemrut 400 sene zulmettiği söylenir.

Yine ashab-ı uhdud’a zulmeden zalimin 30 yıl zulmettiği, Allah'ın cc emrini dinlemeyip Cumartesi yasağına uymayan Yahudilerin 40 sene bu yasağı çiğnedikleri ifade edilir.

İnsan için bu rakamlar uzun süre gibidir. Ancak Allah cc vakti gelince hem bu dünyada öbür dünyada zalimden hesabını soracaktır

O yanılan zalimler ve topluluklar belirli bir zaman dilimi içinde bela ile karşılaşmayınca Allah'ın cc kendilerini yarattığını ve bu dünyada başıboş bıraktıklarını zannediyorlar, istedikleri gibi at koşturuyorlar.

İşte günümüzün Müslümanları da ne yazık ki bu düşünce hâkim olmaktadır.

Kimi Müslüman da aklını putlaştırır.

Kendi kendine der ki, sen de en az İmamı Azam imamı Şafi gibi akıllısın, o halde sende ayetleri ve hadisleri yorumlayarak fetvalar verebilirsin.

Öylece verdiği fetvalarla hem suç olmayanı suç, hem de suç olanı suç olmayan şeklinde fetva verebilir veya verdiği fetva ile istediği kişiyi münafık kafir ilan ederek öldürmelerini isteyebilirsin der ve fetvayı verir. İşte bu Müslüman'da aklını putlaştırılmıştır ama farkında değildir.

Kimi Müslüman da bedensel gücünün veya makamının sarhoşluğuyla insanların kaderlerine hükmedeceğini zanneder.

Kadına, çocuğuna ya benimsin ya kara toprağın diyerek öldürebilir.

Ya da emri altında olanları inim inim inletir de, bu yaptıklarının İslam’a uygun olduğunu zanneder.

Dolayısıyla güce veya makama tapar da farkında değildir.

Kimileri de yaptıkları iyiliklerin kendilerinden kaynaklandığını, matematik hesabıyla kendisine veya başkalarına Cenneti ve Cehennemi pay ederek kendisini putlaştırır da farkında değildir.

Ben istediğim kadar zulüm ederim haksızlık yaparım başkasının hakkını veya malını gasp ederim sonra umre ve hac yaparım her şey silinir.

Bu Müslüman ‘da iyiliklerini putlaştırır da farkında değildir.

Ey Müslüman söyle!

Vücudundaki organları her daim canlı tutan ölen hücrelerin yerine yenilerini yaratan, 100 trilyon hücreni idare eden, her bir hücrenin içinde onlarca birimi idare eden, her bir hücrede 100 bin atomu, her bir atomda onlarca Proton nötronu idare eden sen misin?

Tabiat mı yoksa Allah cc mı?

İşte kimi Müslüman doğayı, tabiatı; kimisi de başıboşluğu, vurdumduymazlığı ilah edinir de farkında değildir. Hâlbuki insanoğlunun tercihten bulmaktan başka hangi şeye gücü yetiyor ki?

Kâinatın efendisi peygamberimiz hiçbir şey için ben yaptım, ben ettim demedi, hep yaratılmış bir varlık ve Allah'ın cc görevlendirdiği bir Elçi olduğunu her zaman vurguladı ve yaşadı, ama sen Ey Müslüman!

Ben yaptım, ben ettim ben, ben, ben diyerek nefsini egosunu putlaştırıyorsun ama farkında değilsin.

Pekâlâ, soralım sana senin bedeninle dünyayı kıyaslarsak bir nokta bile değilsin.

Yani sen dünyanın büyüklüğüne göre hiçsin.

Dünyada Samanyolu galaksisine göre, Samanyolu galaksisi de uzaya göre bir hiçtir.

Peki, nedir bu büyüklenmen, nedir kendini ilahlaştırman putlaştırman?

Firavun'u çevresindeki Haman ve Karun başta olmak üzere çevresi onu ilahlaştırdılar. O da aslında biliyordu ki doğdu ve ölecek, acıkıyor, hasta oluyor, elini bile oynatmaya aslında gücü yok.

Ne hücresini ne de atomunu idare edecek gücü yok; ama çevresinin gazıyla ilahlık tasladı, boğularak öbür tarafta hesap vermeye gitti.

Peki, ya sen Müslüman?

Neden nefsini, gücünü, makamını, paranı putlaştırıyor, ilahlaştırıyorsun?

Ne zaman aklını başına alacaksın?

Ne zaman Allah'ın cc Kur'an'da ifade ettiği Onların çoğu düşünmezler, akıl etmezler, azgınlardır, cahillerdir, inanmazlar kavramlarından çıkacaksın?

Ben ise diyorum ki; Allah'ım imanla huzuruna al. Ben senden razıyım, sen de benden razı ol. Her şeyimi ve her şeyi idare neden Sen’sin. Bütün güç ve kuvvet Sen’indir. Ben, senin aciz ve zayıf kulunum, benim dediğim her şey Sen’indir, Sana aittir.

Dalalet ve şirk dışında her şeye hamdolsun…



Bu yazı 965 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Haber sitemizi beğendiniz mi?


YUKARI