Bugun...
Perinçek’ten Korkmayanlar Davutoğlu’ndan Korkuyo


Cüneyt ALPHAN GÜNEŞ DOĞARKEN
 
 
facebook-paylas
Tarih: 20-06-2020 17:33

Kamuoyunun merak ettiği yeni parti ve liderlerin söylem ve eylemlerini ben de merak ediyor, olabildiğince takip etmeye çalışıyorum.

Bütün Türk siyasal tarihinde sağ partilerin doğurgan olduğu, sol partilerin ise kısır olduğu gerçeği tarihi okumalarımızdan görüyoruz.

Ak Parti’den ayrılıp yeni parti kuran Babacan’la ilgili kanaatlerimi ve onun görüşlerini bir önceki yazımda belirtmiştim. Aynı şekilde Dün Davutoğlu’nun katıldığı canlı yayın programını sonuna kadar sabırla izledim ve anlamaya çalıştım.

Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi Babacan belagat konusunda eksik ama ekonomide güven veriyor, Davutoğlu ise belagat ve liderlik konusunda son derece donanımlı ama ekonomide Babacan kadar güven vermiyor diye.

Tesadüfen Davutoğlu’nun katıldığı programın konusu da ekonomiydi ve son derece iyi hazırlanmıştı.

Davutoğlu, Turkcell’e yapılan operasyonun çok yanlış olduğunu, ekonominin bir HABİTAT, bir iklim meselesi olduğunu, ekonomiyi yönetenlerini sınava alsanız, temel kavramlardan bile geçemeyeceklerini, hukukun, güvenin ve özgürlüğün yok olduğunu ileri sürdü.

Davutoğlu’nun en çarpıcı tespitlerinden birisi;

"AK Parti hükümetlerinin programlarında yer alan şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele paragrafının kaldırılması için benim gitmem gerekti" dedi.

Yani Ak Parti Hükümeti tarafından yolsuzlukların yapıldığını ve şeffaflığın olmadığını belirtti.

Davutoğlu, yapılan yolsuzluğa bir örnek olarak da; “Bir Karayolları Genel Müdürü, ayrıldıktan sonra Danıştay üyesi, daha sonra da Kuzey Anadolu Otoyolu'nun konsorsiyumunun başına gelirse ben bunu siyasi etikle bağdaştırmam” diye tepki gösterdi.

Kamu Bankaların bir yerde arpalığa dönüştüğünü ima eden Davutoğlu, “Kamu bankasında yakın akrabaların çalıştığını görünce hepsini görevden aldım” dedi.

Kamuoyunda en çok tartışılan Siyasi Etik Yasası için muhalefetin de desteğini aldıklarını ama maalesef Sayın Cumhurbaşkanı, Meclis'e gittiği halde durmasını istediğini ve sonra bir daha Meclise gelmediğini ifade etti.

Çöken liyakat sistemiyle ilgili Davutoğlu, şuna dikkat çekti. “Hiçbir liyakat yok! Özgeçmişinde hiçbir bankacılık aktivitesi olmayan bir banka yönetimi olduğunda insanlar güven duyar, gelir mi?” diye sordu.

Ekonomi yönetimine kapasitesiz, cahil ve günü kurtarmaya yönelik anlayışın egemen olduğunu söyledi.

Davutoğlu’nun bir başka önemli tespiti de, artık ekonomide dogma ve ideolojilerin önemsiz olduğunu ve bu ideolojiler üzerinden okumaların yapılmaması gerektiğini söyledi.

Davutoğlu’nu dinlerken aklıma Doç. Fikret Başkaya’nın “ideolojilerin ölümü” ile ilgili sözleri geldi. Fikret hoca, ideolojilerin redifiye, ölüme mahkum olduğunu ancak teorilerin önünün açık/ kalıcı olduğunu söylemişti.

Hükümetin, ekonomik açıdan Türkiye'yi yerin dibine getirdiğini, bunun korona ile ilgisi olmadığını söyledi.

Hükümetin “İslami Politikası” ile ilgili Davutoğlu;

“Milletin üzerine faiz yükleyerek mi İslami ekonomi yapıyorsunuz? İşte bu noktada din istismarı devreye giriyor “ dite tepki gösterdi.

Kamuoyunda yıllardır, MHP ve Lideri Bahçeli’nin “devlet içinde devlet olduğu” algısı hâkim ve buna paralel olarak Davutoğlu şu tespiti de tarihe not düşmek lazım.

Davutoğlu; “Artık tek başına güçlü bir iktidar partisi yok. Sayın Bahçeli'nin ağzından çıkacak bir söz ile Erdoğan'ın planları değiştirebilir. Şu an Türkiye'de örtülü bir koalisyon hükümeti ile karşı karşıyayız. Ve kararları doğru düzgün alamıyorlar” dedi.

“Türkiye'de otoriter yanlısı kim varsa; AB ile anlaşmanın karşısına çıktığını, o yıl Haziran ayında AB liderleri ile o pozu verebilseydik, hain FETÖ o darbe girişimini yapamayacaktı” dedi.

Davutoğlu; “bir ülkeyi korku ile yönetebilirsiniz ama korku ile kalkındıramazsınız” ifadesini kullanarak, korkunun egemen olduğuna vurgu yaptı.

Yine en çok tartışılan medya ambargosuyla ilgili Davutoğlu; “Örneğin bize medya ambargosu var. 28 Şubat korkusu ile seçmenleri etkilemeye çalışıyorlar. Niye Doğu Perinçek'i ekrana çıkarmaktan korkmayanlar Davutoğlu'ndan korkuyor? 28 Şubat korkusuyla insanları karanlık bir tünele girmeye zorlayıp mutlaka bu tünele gireceksiniz, yoksa sonunuz uçurum diyorlar” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemini eleştiren, güçlü demokratik parlamenter sisteminden yana olduğunu vurgulayan Davutoğlu; “Mimar Sinan'ın zihninde Selimiye olmasaydı; Selimiye'yi yapabilir miydi? O resmi zihnindeydi. Yeni sisteme geçenlerin zihninde bir devlet mimarisi yoktu” dedi.

Devamında Davutoğlu; “Müsteşarlıkları niye kaldırıyorlar? Bakan yardımcılarına alternatifi olmasın diye. Peki, Bakan yardımcıları kim? Seçimi kaybeden Bakan yardımcısı oluyor” ifadesine de çok güldüm.

Evet, katılıyorum, seçimi kaybeden Bakan Yardımcısı oluyor.

İktidara geldiklerinde Varlık Fonu'nu hemen lağvedeceklerini ifade eden Davutoğlu; “Başbakanken benim önüme getirdiler-Varlık Fonu'nu doğru bulmadım” dedi.



Bu yazı 1648 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Haber sitemizi beğendiniz mi?


YUKARI