Bugun...
Toplumsal Barış İçin Genel Af!


Cüneyt ALPHAN GÜNEŞ DOĞARKEN
 
 
facebook-paylas
Tarih: 04-09-2021 15:51

Geçenlerde KHK Tv, 28 Şubat mağduriyetim, ilgili davalarım ve fişlenme sürecimle ilgili benimle röportaj yaparken, yaklaşık 45 dakikalık röportajın sonuna doğru KHK’lıların mağduriyetiyle ilgili de soru sordular. İlgili link: https://www.youtube.com/watch?v=OSTv3jhHoVc

Orada toplumsal barış için Sayın Cumhurbaşkanına bir çağrıda bulunarak siyasi affın ilan etmesini talep ettim.

Belki de kendimi tam olarak ifade edemediğim için, pek çok KHK’lı’dan tepki geldi. Hepsinin de ortak tepkisi; “Biz suç işlemedik ki af isteyelim. Af istemiyoruz, kendi hakkımızı istiyoruz” şeklinde idi.

Öncelikle ben ne bütün KHK’lıların suçlu olduğunu ne de suçsuz olduğunu söylemedim. Sadece hiçbir mahkeme kararı, adli, idari soruşturma olmadan insanların KHK’yla ihraç edilmelerini insanlık hukukuyla bağdaşmadığını söyledim.

Ayrıca sadece KHK’lılar için değil, bütün siyasi, düşünce suçluları, cezaevindeki akademisyen, gazeteci ve yazarlar için de genel affın ilan etmesi gerektiğini düşünenlerdenim.

Ama önce isterseniz gelin “terör”/ “terörist” tanımına ve “affın” ne olduğuna bakalım.

Terör kavramı siyasi literatüre Büyük Fransız Devrimi döneminde girmiştir. İlk defa Kasım 1974 de telaffuz edilmiştir. 5- Eylül 1973-1974 arasındaki rejime verilen addır.

Bizim dilimizde terörün karşılığı “tedhiştir” ve tedhiş, ‘dehşet verme, dehşete düşürme, şaşırtma, korkutma, yıldırma’ anlamına geliyor.

Uluslararası literatürde; “belli bir siyasa amaca ulaşmak için başvurulan şiddet eylemine terör, eylemi yapana da terörist” denilir. Bu eylemi ister örgütler, ister devletler yapsın, tanım değişmiyor. Devletlerin “tedhiş-şiddet” eylemini gerçekleştirmesi, eylemin yasal olması da onu meşru ve haklı kılmıyor.

Nitekim tarihte bir Diktatör; “Sıkıyönetim ilan ettiğimize göre, artık yasal olarak öldürebiliriz” demiştir.

Özellikle otoriter, monarşi, oligarşi, teokratik, emperyalist ve acımasız kolonyalist devletler kendi şiddetini, kendi tedhişini ve kendi terörünü terör saymaz. Neyin terör, kimin terörist olduğuna da kendileri karar verirler.

Egemen devletler kendi şiddetini, terörünü her zaman yasalara uyduruyor.

Peki, terör ve şiddet yasal olunca meşru mu oluyor?

Sormak gerekiyor: Doğu ve Güneydoğu’da işlenen 17500 faili meçhul cinayet bir devlet terörü müydü- değil miydi? Gözaltında 3 bin insanı buharlaştıran devletin eylemi bir terör eylemi miydi- değil miydi?

Roboskide 18’i çocuk, 34 kişinin katledilmesi nasıl bir eylemdi?

12 Yaşındaki Uğur Kaymaz’ın, bedenine isabet edilen 13 kurşunla katledilmesi neydi?

Ya yakılan 4500 köy?

Ya zorla göç ettirilen milyonlarca insan?

Ya hukuk ve ahlakdışı yapılan fişlemeler?

2009’da, İstanbul’daki KCK eylemlerinde belediye otobüsüne Molotof atılmıştı. 17 yaşındaki Serap Eser yanarak can vermişti.

İçişleri bakanı İdris Naim Şahin, otobüse Molotof kokteyli atan kişinin bir MİT elemanı olduğunu açıklamıştı. Bu, faili devlet olan bir terör eylemi değil miydi? Bu listeyi hayli uzatabilirsiniz.

Julien Benda; “Entelektüel, tüm dünya yalan karşısında secde ederken bile, insanlık vicdanını savunabilendir” demiştir.

Hukukumuzda genel affın yeriyle ilgili Av. Gülten Ayana hanıma sordum. Kendisi ve Hukuk Bürosunda çalışan arkadaşlarıyla birlikte konuyla ilgili az-öz, detaylı bir çalışmayla bana cevap verdiler.

Huzurunuzda Av. Gülten Ayana hanıma, Ayana Avukatlık, Danışmanlık, Arabuluculuk Bürosundaki hukukçulardan Av. Züleyha Yiğit’e ve Av. Zülal Ünsal’a yürekten teşekkür ederim.

Verilen Cevap:

“Hukukta genel siyasi affın yeri nedir?” sorunuza ilişkin cevap;

 

Öncelikle hukukumuzda “genel siyasi af” denen bir kavram olmamakla birlikte T.C. Anayasası’nda ve Türk Ceza Kanunu’nda “genel af” ve “özel af” gibi kavramlar vardır. Her ne kadar sorunuz “genel siyasi af” ile ilgili olsa da bu yazıda “genel af” kavramına ilişkin açıklamalarda bulunulacaktır.

T.C. Anayasası’nın 87. maddesine göre genel af çıkarma yetkisi TBMM’dedir. Ceza hukukunda istisnai bir yol olan af, daha ziyade siyasi amaçlara hizmet eden bir araçtır. Af çıkaran organ bu hususta gerekçe göstermek zorunda değildir.

Türk Ceza Kanununun 1. Kitap 3. Kısım 4. Bölümü “Dava ve Cezanın Düşürülmesi” başlığını taşımaktadır. Bu başlık altında yer alan kurumlardan bazıları, cezai münasebeti, suçun işlenmesinden sonra ve fakat infazından önce sona erdirir. Bazıları ise, devletin hükmedilmiş olan cezayı infaz etmesine engel olurlar.

İlk grupta yer alan sebepler, mahiyetleri itibariyle kamu davasına etki ederler. Bu sebeplerden birinin ortaya çıkması halinde, artık kamu davası açılamayacak ya da daha önce açılmış bulunan kamu davasının düşmesine karar verilecektir.

İkinci gruba dâhil sebepler ise, kamu davasına etki etmezler; sadece cezanın infazına son verirler. Bunlardan biri olan af, şekline göre, hem kamu (ceza) davasını hem de mahkûmiyeti tüm neticeleri ile ortadan kaldıran bir kurumdur.

Öte yandan genel affın meşruluğu, devletin cezalandırma hakkının esası ile de açıklanabilir.

Toplumun içinde bulunduğu şartlar, failleri kim olursa olsun bazı suçların cezalandırılmamasını, unutulmasını ve mazur görülmesini gerektiriyorsa, bunları unutmak, toplumun yatıştırılması ve kamu yararı bakımından uygun olacaktır.

Bu da, en çok ihtilâller sırasında işlenmiş siyasi suçlarda kendisini hissettirir.

Siyasi anlaşmazlıkların sebep olduğu mücadeleler sonunda, taraflardan biri başarıya ulaşınca, geçmiş kavgaları tamamen unutmak seçilebilecek en iyi hareket tarzıdır. Bunun hukuki yolu da genel af çıkartmaktır. Genel af herhangi bir kıymet hükmü vermez; kimseyi itham etmediği gibi mazur da görmez. Sadece bazı olayların iradî bir şekilde unutulmasını ifade eder.

Ancak bunların ceza adaletine tamamen yabancı olduğu da bir gerçektir.

Yargı makamları kanunları uygularken, hiçbir zaman siyasi düşüncelere yer veremezler. Bu bakımdan genel af, siyasi karışıklıklardan sonra yatıştırıcı bir rol oynar. Ancak, sadece siyasi ihtiraslara alet olan genel aflar için aynı şey söylenemez. Çünkü bu müessese, kamu düzeninin sağlanmasına hizmet ettiği oranda meşru görülmektedir. Bununla birlikte, genel affın, hükümetlerin yüz yüze gelmekten çekindikleri güçlükleri kolayca yenmek için kullandıkları periyodik bir araç haline getirilmesi de doğru değildir.

Genel af, siyasi suçlarla yakından ilgilidir ve çoğu zaman siyasi suçlara uygulanmıştır. Ancak genel affın sadece siyasi suçlar için çıkartılması pek uygun değildir. Çünkü karşılaşılacak ilk güçlük siyasi suçun belirlenmesidir. Gerçekten de siyasi suçun tam, doğru ve açık bir tanımını bulmak imkânsızdır.

Siyasi suç zamana ve topluma göre büyük değişiklikler arz eden bir kavram olduğundan, bütün yönleri ile kapsayabilen mükemmel bir tarife ulaşılabilse dahi, bu tanım ancak belirli bir toplumda ve belirli bir süre geçerli olabilecektir.

Genel af kanunlarında yer alan fiilleri işleyen kimseler, dolaylı bir şekilde suçlu olmaktan kurtulmakta ve neticede lâyık olmayanlar da aftan faydalanabilmektedirler. Bu da, modern ceza hukukundaki kişiselleştirme ilkesine aykırı sonuçlar doğurmaktadır.

Tüm bunlara rağmen; af yetkisinin suistimal edilmesi ve sonuç olarak ceza kanunlarının suçları önleme niteliklerinin zayıflaması tehlikesi, af müessesenin reddi için yeterli bir sebep sayılamaz. Bu nedenle, suistimalinden kaçınmak koşulu ile genel affı kabul etmek yerinde olur. Esasen bu yetkinin suistimal edilip edilmemesi, siyasi organın dürüstlük ve ciddiyetine bağlıdır” denilmektedir.

Özetle tekrar Ayana hukuk bürosuna teşekkür ederken; biz millet olarak yaşanan kavgalardan, toprağa verdiğimiz canlardan, çektiğimiz acılardan, kutuplaşma ve ayrışmalardan, can yakan adaletsizliklerden çok ama çok yorulduk. Sağcılar/muhafazakârlar; solculara, Atatürkçülere, gavur, zındık gözüyle bakmamalı, Atatürkçüler ve solcular da muhafazakâr ve inançlı insanlara yönelik besledikleri kinden vazgeçmelidirler.

Seksek üç milyonluk bu necip millet, evrensel adaletin tadını yaşayacak bir hayatı fazlasıyla hak ediyor. Otoriter ve zorba yönetimi/adaletsizliği asla hak etmiyor. Kendi vatanında barış, huzur ve kardeşçe yaşamak istiyor.

Gelin bunu da bu halka çok da fazla görmeyin derim…



Bu yazı 1315 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Haber sitemizi beğendiniz mi?


YUKARI