Bugun...
Ölüm Ve Ötesi


Cüneyt ALPHAN GÜNEŞ DOĞARKEN
 
 
facebook-paylas
Tarih: 09-12-2020 22:06

Millet olarak çok yorulduk. Özellikle darbeden sonra başlayan krizler, bitmeyen krizlerin zincir halkasını oluşturdu. Kutuplaşmanın, düşmanlaştırmanın yanında yaşanan ağır insan hakları ihlalleri, ihlallerden dolay ölen, intihar eden binlerce insanın dramı da romanlara sığmaz.

Bunca hak ihlalinin, siyasi ve ekonomik krizin yanında bir de sağcı-solcu, dinci-dinsiz demeden tuttuğunu yere indiren ve hayattan koparan korona girdi hayatımıza. Korona hepimizin sevdiklerini ansızın alıp bizden kopardı, koparmaya da devam ediyor.

Kasvetli karabulutlar gibi ülkenin üzerine çöken ölüm korkusu da her akşam yastığımızın başucundaki yerini almaya devam ediyor. Özellikle yaşı ilerlemiş büyüklerimizin gözündeki o ölüm korkusu bana çok tanıdık geliyor. Ölümden korkan gözleri nerede görürsem göreyim, tanırım.

Nereden tanıyorsun derseniz, rahmetli annemden bilirim. Kanser hastası annem, ameliyattan sonra bir gün, “Cüneydo bênamuso, sana bir şey soracağım ama doğrusunu söyle. Senin tahtın-bahtın pek belli olmuyor. Sen okumuşsun, ben ölsem azap görür müyüm?” Hayatımda ilk defa annemin gözlerinde ölüm korkusunu gördüm, yüreğim yandıysa da sakin olmaya çalıştım.

Ana dedim, sen ki peygamberler şahı koca Resulüllah’ın torunusun, hayatın boyunca bir lokma haram yememiş, haram bir yudum su içmemiş, on dört dikişli ameliyata rağmen namazını kaçırmamış, orucunu bozmamış birisin.

Ana sen ki, herkesi, tüm canlıları, doğayı, çocukları seven, herkese yardım eden yüreği merhamet dolu bir kadınsın. Eğer sen de azap göreceksen, Allah’a yemin ederim ki, dünyadaki yedi milyarın da azap görmesi lazım, sen rahat ol ana, Allah sana en güzel nimetlerini sunacaktır dedim.

Çok ciddi konuştuğumu, delilik yapmadığımı gören, gözleri parlayan ve bir parça rahatlayan annem, “bênamus doğru mu söylüyorsun?” Ana, Allah’a yemin ederim ki doğru söylüyorum. “Fahrî Âlemin rahmeti büyüktür oğlum” dedi.

Ölüm! Üç milyon yıllık insanlık tarihinin en korkulu rüyası ise, ölümden sonrası ne olacağının merakı ve korkusu da insanlığı en büyük araştırmaya yöneltmiştir.

Ölümden sonraki hayatın ve Allah’ın varlığıyla ilgili sizlere az rastlanır bir örnek vereceğim. Dünyanın en ünlü düşünür ateisti ve altmış yaşından sonra Allah’ın varlığını ispatlayarak “Yanılmışım Tanrı Varmış” diye kitap yazan Anyony Flew’dir.

Peki, “Bir insan kötü bir iddiayla ikna edilebilirken, kabul edilmesi gereken bir iddiayla da ikna edilmeyebilir” diyen, Allah’ı “Her yerde bulunan bedensiz bir kişi-ruh” olarak tanımlayan ateist Flew nasıl fikir değiştirdi?

Antony Flew kendi ağzından şöyle der; “Ateizmle geçirdiğim altmış yılı aşkın bir süreden sonra, tabiri caizse, takım değiştirdiğimi duyurdum” der.

Flew kitabında pek çok bilim adamının tespitlerine de yer verir: Birkaç örneği vermek isterim.

Stephen Hawking Allah’ın varlığıyla ilgili; “En büyük kanıt evrendeki düzendir. Evren hakkında daha fazla şey keşfettikçe evrenin mantıklı kanunlarca yönetilmekte olduğuna dair daha fazla şey keşfederiz.”

Ayrıca Hawking; ölmeden önce yazdığı son makalesinde kıyametle ilgili; “Zaman, giderek büyük patlamanın ilk dönemlerindeki uzaya benzer hale gelmektedir. İnsanlar şimdiden uzaya gitmenin yollarını arasınlar, yüz yıl sonra kıyamet kopacak” der.

Albert Einstein Prens Hubertus ile yaptığı bir sohbette “Beni asıl sinirlendiren şey, (Tanrı diye bir şey olmadığını söyleyen) insanların görüşlerini desteklemek için benden alıntı yapmalarıdır. Bireysel olarak Tanrı’ya inanıyorum. Bu dünyanın mantığını açıklayacak yüce bir kaynağın olduğuna inanıyorum. Üstün akıl, sonsuz üstün ruh, üstün muhakeme gücü ve takımyıldızlarını hareket ettiren gizemli güç” der.

Üçüncü bir kauntum kuramı formülü ile Hesienberg ve Schrödinger’i tamamlayan Paul A. M. Dirac, da “Tanrı üst düzey bir matematikçidir ve evreni yaratırken ileri düzeyde matematik kullanmıştır.”

Antony Flew; “Nasıl olur da elimizde hiçbir özelliği olmayan gazlara can veren, bilinci ve zekâyı yönlendiren bir kanunlar kümesi vardır.”

Paul Davies; Templeton ödülünü aldığı sırada; “Bilim ancak bilim adamı Tanrı’yı tamamen kabul eden bir dünya görüşü benimsediğinde ilerleyebilir” demiş ve devamında Tanrı’nın maddi bir nesne değil, bir ruh olduğunu, dolaysıyla parçalarının da olmadığını da söylemiştir.

Fizikçi Freeman Dyson, “Evreni ne kadar araştırır ve mimarisinin ayrıntılarını ne kadar incelersem, evrenin bir anlamda bizim geleceğimizi bildiğine dair daha fazla kanıt buluyorum. Hücre bile kendi başına bir bilgi depolama, işleme ve kopyalama sistemidir.”

Nobel Ödülü Sahibi fizyolog George Wald, “Önceden var olan bir aklın, yaşamı besleyen fiziki bir evren oluşturduğu sonucuna varmıştır.”

Demem o ki; elbette devlet ve millet olarak korona belasına karşı önlemimizi alacağız, elimizden geleni yapacağız, kader-ecel deyip karaları bağlamayacağız ama asla ölümden ve ölümden sonraki hayattan da korkmayacağız.

Peki, kimler ölümden ve ölümden sonraki hayattan korkar? Buna en güzel cevabı büyük İslam Âlimi Said Nursi verir. Nursi; “Zalim izzetinde, mazlum zilletinde kalıp, buradan göçüp gidiyorlar. Demek ki bir Mahkeme-i Kübra’ya bırakılıyor. “

Cennetteki hayatla ilgili Nursi; “Dünyanın bin sene mesudâne hayatı, bir saat hayatına mukabil gelmeyen Cennet hayatının; ve o Cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat rüyet-i cemâline mukabil gelmeyen bir Cemil-i Zülcelalin daire-i rahmetine ve mertebe-i huzuruna gidiyorsun. “ Ve “Cehennem lüzumsuz değil, cennet de ucuz değil” der.

Allah’ın varlığıyla ilgili de Nursi; “Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahip olamaz. Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur?” der.



Bu yazı 901 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Haber sitemizi beğendiniz mi?


YUKARI