Bugun...
28 ŞUBAT İŞKENCESİ (1)


M. Emrullah Halitbeyoğlu KELEBEĞİN İĞNESİ
 
 
facebook-paylas
Tarih: 27-02-2021 21:16

-KALK! KALK! KALK! KALK

Haberlerde izlediğimiz operasyon görüntülerinde , silahlı polisler:YAT! YAT! YAT !YAT!

Diye eve girmez miydi?

Uyku mahmuru üst ranzadan aşağı baktığımda, baş ile gövde arasında olması gereken boynunu göremediğim 1.70 boyunda ,enine çalışmış bir hilkat garibesi bana

“YA DEFOL!YA GEBER!” HA!

“YA DEFOL!YA GEBER!” diye ranzadan aşağı çekti beni.

Uykuda olsak, “Kabus” diye solumuza tüküreceğimiz günlerden geçiyorduk zaten.…

“DEDE” diyordu yanındakiler ona .Daha sonra şubede işkence sırasını - bekleme işkencesi- yaşarken ,

“şeriatla mücalede masası”ndakilerin birbirlerine “DEDE”diye hitap ettiklerini görecektim.

·

Rahmetli dedem -büyükbabam yani,SEVGİ VE KOLLAMA denince zihnimde canlanan yegane şahıs ”Okuyup adam olmam” için çok gayret sarfederdi. Bütün bir hayatım demek olan hacı dedem bu kısa hikayede değinip geçilecek biri değil.bir gün inşallah hikayemizi yazarım.

Ama bu “DEDELER” çok farklı.

Kendini “Vartolu” diye tanıtan dede,arkada “ Çingene CELLAT “lara benzeyen 1.85 lik zebellakla tanıştırdı beni sırıtarak:

“T.ŞAKÇI”

Hiç konuşmayan göbeği kendinden önce giden bu pislik ,daha sonra avuçlarını konuşturacaktı.

. yanaklarım evvel utançtan kıpkırmızı olurken, normalde “eşya”nın önünü ardını kurcalamayı meslek eden ben olabilecekleri kafamda kurmaya başlayınca Mevla ya iyice yakın hissetmeğe başladım kendimi.

Sorgu için aldıklarında ,şifre nin sırrı aralandı.

DA VİNCİ nin değil canım,DEDELER in şifresi:

-“YA DEFOL! YA GEBER!

Ne büyük umut ve Heyecan la gelmiştim İzmir’e.sene: 1996.kayıt yapıp bir vakıf evine yerleşmiştim.

İzmir’in kurtuluş tarihi olan 9 Eylül ,üniversitemizin adıydı.ilahiyat fakültesini kazanmıştım.

Kayıt için köylümüz Hamdullah hoca nın oğlu ile öğrenci işlerinde fakültenin yerini sorduğumda “HATAY” Cevabını aldığımda nasıl hayal kırıklığına uğramıştım. Hatırladıkça aynı hislere kapılırım;meğer “HATAY”,İzmir’in bir semtiymiş.

Mevla kuluna eşeğini kaybettirip buldurmak suretiyle sevindiriyor.

Kısa sürede okulumuzun gerçekten bir 9 EYLÜLe ihtiyacı olduğuna hükmetmem uzun sürmedi. Fakülte sanki yunan işgaline uğramıştı Bu okula imanlı gelen dinini arar hale gelirdi. Reformistin den ,MEZHEPSİZİNE ,”Ne desen var” ın içinde ateist olup mealci takılan operasyon çocukları da vardı.

Her gün mevzu ,her gün tartışma.

Mesela, Derste mezhepsiz bir hoca dan kalan mevzu üzerine sınıf arkadaşlarımı aydınlatmak üzere konuşurken ,80 lerin solcu kisvesi yeşil parka ile dolaşan Konya lı :

“Kur’an’da var mı?,dedi.

-var! Git bak! dedim. Baktım hala milletin kafasını “piç” etmekte ısrarlı bir de bana diklenince, kafam suratını kucakladı..ayırdılar bizi… iki ders sonra dayanamayıp bana operasyon yapmaya kalkınca bütün okul ara kat merdivenlerinde toplaştı, eğlenceye.

Dekan bu hazırlık sınıfı öğrencisi- beni ararken

sakinleştirilmek üzere misafir edildiğim prof. ların odasında ;

”bu fakültede sapıklığa geçit yok!”

Diye mesaj vermeğe devam ediyordum.

Günler hemen her gün bir heyecan ile birbirini kovalarken

ŞUBAT soğuğu 28 inde zemheriye döndü.

Öyle ki ,daha sonra Diyanet işlerinden sorumlu DEVLET BAKANI olacak olan DEKANIMIZ

İlahiyatlarda kızların başını açmanın ilk adımı olan sözlerini vize öncesi deklere etmişti anfide :

“başınızı örtüyorsunuz .yüz kapatmak da neyin nesi?terörist misiniz siz?yüzünü kapatanı okuldan atarım!

Hiçbir kızın yüzünü kapattığı yoktu. Dert başkaydı.

Yıllarca Fetö nün Abant toplantılarının müdavimi bir tetikçiydi Sayın dekan.

Kısa sürede tüm vatan 9EYLÜL ile kurtarılmayı bekleyen bir hale gelmişti.

İslam ı hatırlatan her şey fişlenmeye sebepti artık.

İlahiyat fakültelerinde bile kızlar başını örtemez hale gelmek üzereydi.

okula alınmak, Zulme karşı çıkmak için Yürüyüşler ,eylemler düzenliyor Kızlar anneleriyle, joplanıyor , gözaltına alınıp , cezaevlerine atılıyordu.

Bu hengamede biz de;

“DEDELERE GELDİK”

·Bekleme işkencesi sona erip sorguya alındığımda herkes kendi diliyle konuşmaya başladı.

Atlatamadığım en büyük travma ise ,”T.ŞAKÇI” nın hayalarımı sıkmadan önce okşamasıydı .

-“kim kimdiniz?”

-“kaç kişiydiniz?”

-“amacınız neydi?”

-“Salih Mirzabeyoğlu ’nu nerden tanıyorsun?”

Ben meselenin ne olduğunu anlamaya çalışırken ,”dedeler”in amacının cevap almak olmadığı hissine kapıldım;cevap almak için mola vermiyorlardı zira.

İlginç muhabbetlerden biri

-“NİYE HOCA EFENDİ GİBİ OKUL AÇMIYORSUNUZ?”

Uzatmayayım,

İşkence tezgahından şoklanmış vaziyette inip daktilo başında ifadelerin tutanağa geçirilmesinde papaz –iyi polis-rolündeki “dede”nin karşısına geçip,kendisi söylediklerimi aynen tutanağa geçeceğini beyan ile söylediklerimi yazdırırken(!) , gözleri kapalı ifade tutanağını imzalayan 17 yaşındaki hazırlık talebesi asıl şimdi “TEZGAH”a geldiğini savcılıkta anlayacaktır

·ŞİFRE

-“YA DEFOL!YA GEBER!” Bir duvar yazılaması . İzmir islamla mücadele şubesini derinden etkileyip sayıklamasına sebep olan bu ifadeler ,İzmir de bulunan “Fransız Saint Joseph koleji”nin kapı ve duvarlarına yazılmış.

Bir de güya okula Molotof kokteyli atılmış.

Yer gösterme tatbikatı diye okulun kapısına kadar götürdüler.

Molotof atılan yer ,okul,sınıf neresiyse görmek nasip olmadı.

·DEVLET KAPIDAN KOVULURKEN

İkinci yer gösterme diye götürüleceğimiz yere götürülürken elim bileğinden “şarapçı” dediğim bir “dede”ye kelepçelendi.

Burası “AMERİKAN koleji”. Bizim okula -neredeyse karşısında diyeceğim yakınlıkta geniş bir alana kurulu bir yer.

Yer göstermeye gidiyoruz . Kapıda iki özel güvenlik ellerinde iki kurt köpeğinin tasması ,köpekler birden bize hamle edince bizim şarapçı, benimle kelepçeli olduğunu unutacak kadar korkudan aklı gitmiş olacak ki kaçmak isterken yere kapaklandı. Şükür ki bileğim bende hala!

Operasyonu yöneten ilk bahsettiğim ucube dede ,güvenlikçilere bizi olay yeri tatbikatı / yer gösterme için getirdiklerini ,içeri gireceklerini söyleyince ,özel güvenlik elerindeki köpeklerin tasmasını göstermelik gevşetip :

-“yasak ! giremezsiniz!” demiş, devleti kapıdan içeri sokmamışlardı.benim bile -o halde olmama rağmen zoruma gitmişti.

Güya Saldırıya uğramış Amerikan koleji,Kendileri için çırpınan DEDELER”i, ”İT GOVAR GİBİ” kovdu “

Başta şarapçı olmak üzere .ucube dede .yol boyu Amerika ya ana avrat giydirmişlerdi.Tiyatro’nun hesapta olmayan sahnesini geride bırakıp şubeye döndük.  (Devam edecek...)



Bu yazı 1144 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Haber sitemizi beğendiniz mi?


YUKARI