Yaşam bize her imkânı sunar. Kimi zaman iyi olanıyla yüzleştirir bizi, kimi zaman kötü olanıyla. Aslında bize kendisini gösterir. Nice savaşlara, nice kaoslara şahitlik ederiz çoğu kez. Yaşanılan kaosta galip geldiysen parlak bir geleceği; kaybetmişsen savaş sessizliği denen illeti ve bedbaht durmunu gösterir.
Yaşamın zorluğu hırpalar bizleri, zedeler duygularımızı. İçimizi kapatırız her duyguya. Hakimiyetinde tutsak olduğumuz duygular yaşadıkça birikir içimizde. O kadar farklı yaradılışlara sahibiz ki; içimizi boşaltmak için binbir yollar buluyoruz kendimize. Kimimiz sohbet,muhabbetle, kimimiz bir kompozisyonla, kimimiz bir şiirle ve de yazının geri kalan onlarca türüyle yaşamımızı dile getiriyoruz.
İçimizi rahatlatıyoruz bu yollarla.
Hilkâtin zorluğu ile savaşmış için de öyle. Sonunda galibiyeti yakalayan içinde. Yaşamın koyu renkleri boğmaya çalışırken; yılmadan ayakta kalmanın misali için de öyle. Ve şüphe yok ki özlü sözlerle ve şiirlerle özetlerken hayatını, hayata karşı kazandığı zaferin tadını çıkaran içinde öyle... O da çoğu kez kalemi ile siper aldı en duygularını. Yazdı umarsızca, karaladı boş sayfaları ve bir gün geldi benim yazıma konu oldu.
Diğer bir çok kişi gibi; Tomris Uyar gibi bende tanık oldum bu duygu kaosuna. Ve bende onun için yazdım , tanık olsunlar diye bu zaferi yakalayan insana. Aldım elime kalemi tanıtmak istedim bu Garip âlîşan* şairi,
TURGUT UYAR'I...
Yaz'ın son ayında Ankara'da dünyaya gelen Turgut Uyar, ilk öğrenimini çeşitli kentlerde tamamladı. Bir süre orduda subay olarak görev yaptı. 1958'de ordudan ayrıldı.
İstanbul'a yerleşti. Yaşamını serbest yazar olarak sürdürdü ve daha sonra öykü yazarı Tomris Uyar ile evlendi.
İlk şiiri''Yad'' ile diğer bütün şiirlerinde kuralsızlığı kural edinenler ve şiirin özgür yazılması gerektiğini savunanların izleri vardır. İmgelerin ve simgeci bir söyleyişin etkili olduğu şiirleriyle İkinci Yeni'nin* başlıca şairlerinden biri oldu.
Sanatını halk şiirinin deyişleri ve divan şiirinin biçimlerinden yararlanarak geliştirdi. Büyük kent yaşamını bütün karmaşıklığı, parçalılığı ve sarsıntılarıyla içeren bir şiir oluşturdu. Lirizmin sınırlarını zorladı o sanatkarlığı ile...
Sanata bu denli düşkün olanın ''Tut Ki Ben'' şiiri ile yazımı bitirmek istiyorum.
''tut ki sen bir şiiri çok iyi yazsan
ya da çok iyi bir şiir yazsan
bir saatin aralıksız işleyişi
bir çocuğun bir sokak kedisini sevişi
bilmem ki sanki güzel bir akşam gibi
onun için her akşamı iyi yaşamalıyım
yani kıskanılan onu
demek istediğim hepsi''