NEDEN MÜSLÜM GÜRSES?

Zirvede kalıp, iz bırakmak… Her kesimin yüreğinde yer bulmak…

Müzikal dünyanın parlaklığını, çıktığı her sahnede zirve seviyesinde yaşayan Müslüm Gürses’i bu seviyeye taşıyan, acıların karanlığında teneffüs ettiği derin hüzünler ve çaresizlikler ile mücadele ettiği geçmişiydi…

Sahnedeki her başarısı, yatıştırmaya çalıştığı acılarıydı aslında.

Bilmeyen ve boş konuşanlar için sallanan ve sallanarak türkülerini yakan bu efsane baba, hem yüreğini, hem hayata dair umutlarını yakan şanssızlıklar zincirinin küllerinden her gün doğmaya çalışan bir candı…

Bir sanatçı düşünün ki hayatının detaylarında ağır sınanmaları olan ve buna rağmen şöhretin çarkları arasında kibre kapılmadan, tevazusunu kendine mahsus duruşuyla kendi halinde asil bir şekilde korumuş, bu sebepten gönüllere taht kurmuş ve hayranlarının karşısına çıkarken, şarkılarının içine girerken ve dokunurken de bu ruh haliyle çıkıyor…

Neden Müslüm Gürses? Sorusuna çok sebepten sadece bir sebep …

                       & & &

Öncelikle bir eleştiriyi yapıp bu konudaki cümlelerimi kalıcı olarak rafa kaldırmak isterim:

İcra ettiği sanatı, şarkıları, kadife sesi, garip yoldaşlığı, sade hayatı, evliliğindeki sadakati, sanatını icra ederken ki duruşu, yaşattığı duygularından başka özel hayatının konuşulmasını bir hayranı olarak istemediğimi beyan edeyim…

Ben, arabeskin en gariban, yüreği en mahsun, insaniyeti en mütevazi bir o kadar da devasa, muhteşem ses ve eşsiz asaleti ile sanatçımızın neden bu kadar dinleyeni, seveni var, o konuşulsun ve de onu konu etsinler isterdim!!!

Çekilen sinema filminden ziyadesiyle rahatsız olduğumu da bu vesile ile ifade etmek isterim.

Hele de içinde doğru olmayan ancak sanatçımız hakkında kanaat oluşmasına sebep olan sırf acıtasyon uğruna eklenilen kesitler ciddi bir kul hakkı bu da böyle biline!!!

İnsan, kendisinin olmayan bir acının, üzüntünün atmosferini teneffüs edemez dolayısıyla da o duyguları yansıtamaz….

Mesele, ölüm-doğum-evlilik vs hayatı sinemaya taşımak değildir.!

Kaldı ki hayatının sinema film çekilmesine Müslüm Gürses’ in rızası olmadığını bizzat Muhterem Nur aracılığı ile bilmeyen yok!!

Yetmiyor, bir de kendisinin dahi hatırlamak istemediği unutmak için kendisinden kaçtığı bir hayatı olur olmaz perdeye yansıtıyorsunuz!!!

Bu çok acıtıcı!!!

Veee konuyu kapatıyorum, düşüncelerimi de rafa kaldırıyorum.

                    & & &

Evet bu dünyadan bir Müslüm Baba geçti…

Ben, babanın hayatında çevreli hikayesine değil de, konuşulacak ve örnek alınacak en önemli hikayesi, mütevazi duruşunu, gariban babalığını şöhrete paraya rağmen bozmayan adamlığını sağlayan psikolojik hayatının ele alınmasını isterdim.

Sevgisi, aşkı, ortak ve can yakıcı acıların birleştirdiği evliliği, evliliğindeki güven merkezli bağlılıklarının ele alınması da esas olan içeriklerdi...

Kaldı ki dayak sahnelerinin akıllara kazınmasını sağlayan senaryoların da iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum…

Ben, bu kadar çok sevilip, dinlenilmesine ve her yürekte toprağı olmasına odaklıyım…

Mahzendeki şarkıların sahibinin mahzendeki yürek birlikteliklerine dokunmak ruhunu daha bir şad edecektir…

Rabbim rahmet etsin…

Benim için babanın acıları, hayatı, hiçbirimizin hiçbir zaman anlayamayacağı ulaşamayacağı derinliklerdir.

İç dünyası, inancı, Rabbi ile arası, mezhebi vs vs vs….

Sahi çok mu merak ediliyor?

Sabredilsin, bir gün herkes için vade dolduğunda bu dünyadan irtihal ettiğimizde hangi kalıcı yurtlarımızda ( cennet mi-cehennem mi) ikamet adresimizi göreceğiz!

Dünyada kimsenin göremeyeceği, arka planı bilinmeyen ve herkesi de aşan ahiret atama işlerinin aslında farklı işleyeceğini biraz üzerinde düşünen için anlamak zor olmayacaktır… Ölelim görelim derimJ

                          Devam edecek...(Bir Avuç Gözyaşı kitabımdan)