Bugun...
YOL AYRIMLARI


NURAN TAYDAŞ ÇAL "KUTUP YILDIZI"
 
 
facebook-paylas
Tarih: 16-03-2017 13:22

İnsanoğlu hayatı boyunca zaman zaman yol ayrımlarıyla karşılaşır. Akıl, kalp ve nefs üçgeninde kararlar verir. Bu sebeple karşısında her daim iki yol vardır. Yolun bir ucu aydınlığa, diğer yolun sonu ise karanlığa çıkar.

Aydınlık yolu; akıl ve kalp tercih eder; diğer yolu ise nefsi… Nefsin tercih ettiği yol ilk başta gösterişlidir, kalabalık bir dünya vardır o yolda. Para, mal, mülk ve bir yığın dalkavukluk yapan insanlar. Yalnız hepsi bir ele bağlıdır. O el menfaatin elidir. Menfaatleri olduğu müddetçe bu kalabalık dünya sizi yere göğe sığdıramazken, menfaatleri bittiğinde, onların arzularına ters düştüğünüzde, tüm o gösterişli neon ışıkları birden söner ve derin bir karanlığın içine gömülürsünüz. Bunun farkına vardığınızda ise iş işten çoktan geçmiştir. Bir dost eli ararsınız ama yıllarca dost yerine menfaatlerinin esiri olmuş insanlar biriktirdiğiniz için o samimi dost elini bulamazsınız.

Niyetleri halis olanlar ise tüm meşakkatlere göğüs gererek aydınlık yolu tercih ederler. Aslında bu yol ilk başta aydınlık değildir. Yola çıktığınızda yalnızlık hissine bile kapılabilirsiniz. Dünyanın ters düzenine karşı bir duruşunuz olduğu için kapitalist düzenin dikenleri batar vücudunuzun her yerine... Zaman zaman çağdışılık damgasını yer zaman zaman da bu dünyanın insanı olmadığınız öne sürülür. Sizin iyi niyetinizi suiistimal edecek insanlarla karşılaşırsınız. Tüm iyi niyetleriniz, bir dost kaması olup sırtınızdan acı hayat darbelerinin yaralarına şahitlik eder.

Arkanızdan sinsice kurulan planlar ortaya çıktığında, sevinmeyle karışık hüznü yaşarsınız. Plan kuranlar, iftira atanlar bir gün size gıpta eder hale gelirler. Rabbinize şükreder, istikametinize devam edersiniz. Çünkü siz onlara Rabbinizin sonsuz adaletine sevk etmişsinizdir. Tüm bunlar, hayat tecrübelerinize bir not daha düşürür. Siz yola revan olan kervanın bir bireyisinizdir artık. Kin, öfke, hasetlik gibi sırtınızda yıllarca taşıdığınız ağır yükleri bir kenara atmış, bunun rahatlığı ile istikametiniz şekillenmiştir.

İlkeli bir duruş, kişiyi Eşrefi Mahlûkat düzeyine ulaştırır. Yaratılış fıtratının asıl gayesi o kişide zuhur etmeye başlar. Kendinden önce Müslüman kardeşini düşünür bir hale gelir. Bu duruş onu en yüksek mertebeye ulaştırır.

Biz ne için yaşıyoruz? Bu sorunun cevabı okadar derin ki kimse bu derinliğin farkında değil.

Evlatlarımız, eşimiz, malımız, mülkümüz hepsi aslında bize verilen bir emanet. Dünya hayatı ise geçici bir mekân… Bütün bunlar ortada iken bu hırs, bu öfke, vurdumduymaz tavırların anlamsızlığını hâlâ anlayamamış olmak insana acı veriyor.

Dünyada her gün yaşanan zulümler, işkenceler, açlıktan ölen canlar… Tüm bu manzara artık sizin ne için çalışacağınızın işareti olmalıdır.

Ben kendimden geçtim, dünya değil isteğim

Bir mazlumun gözyaşında kayboldum

Açlıktan ölürken binlerce yavru,

Boğazımda bir kuru ekmekte olsa diziliyor yutamıyorum.

Bombaların altından çıkan yaralı bebekler,

İçin için yakıyor yüreğimi…

Ben kendimden geçtim, dünya değil isteğim…

Dünyalık kazanmak kötü değildir, kötü olan bu kazancının nerelerde kullandığındır. Kötü olan; parayı cüzdan yerine kalplerde taşımaktır. İnsanı Firavunlaştıran, Nemrutlaştıran işte bu para ve güçle katılaşan kalplerdir.

Gücümüzü sevgiden alabilmek, sevgiyle, muhabbetle ömrümüzü tamamlayabilmek duasıyla…



Bu yazı 3260 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Haber sitemizi beğendiniz mi?


YUKARI