Bugun...
Birlik Olmak


Sebahat ŞAHİN KANATSIZ MELEK
 
 
facebook-paylas
Tarih: 15-04-2017 18:06

Biliyor musunuz, eskiden çocuk olmak ne demekti? Çocuk olmak saflığın, güzelliğin geleceğin sembolüydü. Evet, çocuk olmak gelecek; yani gelecek çocuklardı…

Bizim çocuk olduğumuz yıllarda, çocuklar geleceğe hazırlanır; gelecekleri çalınmazdı. Belki okumaları için bu kadar çok özel okul yoktu ülkede, lakin Devletin standartlarında okuyan her çocuk, hemen hemen aynı şartlara sahipti. Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun ilk yarısını henüz geçmiş, daha Kurtuluş savaşının üzerine atılan imzaların, mürekkebi kurumamıştı. Etrafımızdaki leş kargası hiçbir ülkenin, şimdiki Türkiye Cumhuriyeti ile alakalı duyduğu hiçbir tehlike hâsıl olmamıştı. Kendi halinde, tam da onların istediği şekilde büyüyen, sessiz sakin bir ülkeydik. Henüz yaralarımızı sarıyorduk desek yalan olmaz. Sanayileşme, ekonomik anlamda ilerleme, hele tüm Dünya ülkeleri ve yönetimlerini rahatsız edecek hiçbir gelişme yakalanmamıştı henüz.

Sınırlarımız çizilmişti; Savaştan sonra, Avrupa için enerjinin kaynağı ülkeler, sonrasında kurulmuş paravan devletlerin eline teslim edilmişti. Dolayısıyla da Türkiye bunlar için tehdit olmaktan çıkarılmıştı. Üstelik de daha da önemlisi, 1923 de imzalanan Lozan Barış antlaşmasıyla, önlerinde uzun yıllar sürecek bir bağlayıcılıkla birlikte, kendilerine göre tüm önlemleri de almışlardı. Bu yüzdendir ki, o yılların çocukları bizler, elimizde kalemimiz kitabımız, cebimizde gencecik Cumhuriyetimiz ile okullarımızda güvenle eğitim görürdük.

Takip eden yıllarda biz büyümeye, tepemizde sürekli bizi gözetleyen canavarlarda endişelenmeye başladı. Bundan otuz yıl önce, ufak-ufak planlarını yapmaya başladılar. Geçmişinde altı yüz yıl neredeyse Dünya’ya hükmetmiş, Osmanlının torunları, böyle başıboş bırakılmazdı. dünyanın bir numaralı entrika kurucusu İngiltere ve yandaşları, hemen Güneydoğuda başımıza PKK denen bir örgüt kurdu. Kurdukları örgüt, finansını bu ülkelerden temin ederek, yıllarca Türkiye’nin başını kaldırmasını, kısaca kalkınmasını önledi. Doğusuna yatırım yapamayan, çocuklarını okutamayan bu devlet, terörün elinde oyuncak oldu yıllarca. Kötülük her zaman en zayıf halkayı seçer, onlar da öyle yaptı ve maalesef Kürt halkını bu anlamda kullandılar. Kurtuluş savaşında dedelerimizle Çanakkale’de şehit düşen Kürt vatandaşlarımız, dış mihrakların bu kalleş oyunlarına alet oldular.

Yazık ki; tarih boyunca tüm maşaların başına gelenler gibi, kullanılıp atılmaktan başka bir kader beklemiyor onları. Köpekliğini yaptıkları bu devletlerin uğruna evlatlarını kurban ettiler. Her ailenin en az on çocuk sahibi olması ile nüfuslarını arttırdılar. Onlar için çocuk, ölecek insan anlamına geliyordu. Kız-erkek demeden boyunlarına geçirdikleri poşu ile saldılar dağlara evlatlarını. Beyin yıkama yöntemi ile bellerine sardıkları bombalarla, şehirlerin göbeğinde, masum insanların içinde patlattılar yavrularını. Adına “Hak” dedikleri “Dava” dedikleri, anlamını asla çözemedikleri bir meseleye kurban ettiler, kurban oldular…

Bugün 2017 yılındayız. Bu yüz yıllık esaretin bitmesine, Türkiye’nin tekrar özgürleşmesine tam yedi yıl kaldı. Artık birçok konuda bilincimiz açık ve gelişmekteyiz. Bizden beklentilerin ne olduğunu görebiliyoruz. En azından birçoğumuz. Bu bilinçle, genç Cumhuriyet’in o günkü çocukları, bu günkü yetişkinleri, dünkü çocukları açın gözlerinizi; daha dün bu ülke en küçük şehidini vermedi mi? Henüz beş aylık bir bebek teröre kurban edilmedi mi? Daha annesinin memesinden gördüğü dünyasını, aldılar elinden. Allah’ın ona verdiği yaşam hakkını çaldılar. İğrenç emellerine, acımadan çocukları alet eden bu örgüt, artık bebekleri, yani beşikteki geleceğimizi hedef almış durumda. Daha ne kadar Kürt-Türk savaşı uğruna bu ülkenin evlatları birbirini kıracak? Anlamıyor musunuz, mesele etnik kimlikte değil, mesele “Millet” olabilmekte…

Millet olmak, bir bayrağın altında can vermiş, yüzlerce yıl aynı topraklar üzerinde kardeşçe yaşamış, bir olmuş, birlik olmuş bu ulusun en büyük vasfıdır. Gelin bu vasfımızı elimizden almaya, kendi çıkarları uğruna, bizi bölmeye, parçalamaya çalışan, bu aç kurtlara fırsat vermeyelim. Yine Çanakkale’de yaptığımızı yapıp, sırt sırta verip, bu pisliklerin hepsini temizleyelim, bu ülkeden. Daha

önce yaptık, yine yapabiliriz. Ve adı gelecek olan çocuklarımız, sevgiyle ve güvenle büyürler bu ülkede. Kürt-Türk-Laz-Çerkez-Gürcü demeden; Millet olmanın bilinciyle büyür, yarının Başbakanları ve Cumhurbaşkanları adayı olarak yetişirler. Buna bu toprakları hakkıyla paylaşan herkes layıktır! Yeter ki inancımızı kaybetmeyelim. Haydi, tekrar, bir ve birlik olma vaktidir. Henüz vakit varken…



Bu yazı 3167 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Haber sitemizi beğendiniz mi?


YUKARI