KAMUOYUNA

            Türk Milleti ve Tarih önünde “laiklik” ilkesine bağlı kalacağına dair yemin eden en başta Sn. Cumhurbaşkanı, Hükümet kabinesi ve iktidar milletvekilleri, ettikleri yemine sadık kalmayarak günden güne “laiklik” ilkesini aşındırmakta, eğitim, bilim ve ilim yuvaları olması gereken eğitim kurumlarını tamamen “Orta Çağın” zihniyetiyle hareket edilerek bizleri uygar dünyadan uzaklaştırmaktadırlar.

            Gazi Mustafa Kemal Atatürk; en başta eğitim, sağlık, adalet ve bilimum konularda dünyayla rekabet edebilmek ve yeni bir uygarlık yaratabilmek için “Din” ve “Askeriyeyi” siyasetin dışında tutarak “Diyanet İşleri Başkanlığı” ve “Genel Kurmay Başkanlığını” kurmuştur.

            Ancak siyasal iktidar elindeki yargı, yasama ve yürütme gücüyle Milli Eğitim Bakanlığını, bağlı eğitim kurumlarını bilimden uzaklaştırarak tamamen tarikat ve cemaatlerin insafına bırakmıştır. Hakeza üniversitelerimiz de aynı anlayış ve uygulamalarla yönetilmektedir. Öyle ki bütün uluslararası indekslerde eğitim, adalet, basın hürriyeti ve ekonomi alanlarında ülkemiz Güney Afrika ülkelerinin bile gerisinde kalmaktadır.

            Türk Milletine dayatılan bu Orta Çağ karanlığını kabul etmemiz ve onaylamamız mümkün değildir.

            En başta İktidarı ve bütün muhatapları bu girdaptan çıkmak için göreve davet ediyoruz.

            Milletimize şu hatırlatmayı da yaparak; Adalet ve Kalkınma Partisi’yle ilgili Anayasa Mahkemesi 25 Temmuz 2008 de açıkladığı kararda Ak Parti’nin; laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunu da saptamıştır.

            Millet olarak darbelerden çok çektik ve iktidarın bu uygulamaları; Anayasal devletin teminatı olan Türk silahlı Kuvvetlerini de kapsayacak şekilde yeniden yaşatacak, neticede büyük maddi kayıplar yanında etnik ve mezhepsel bölünmelere ve çatışmalara yol açacak bir sürecin yeniden başlatıldığı iddiaları bizi derinden kaygılandırmaktadır.

Kamuoyunun kaygıyla izlediği, artık yeter diye haykırmaya başladığı, büyük çoğunluğunun tepki ve nefretini üzerlerinde toplayan başta Diyanet İşleri Başkanı, milletin öz değerleri ile çelişen, inançlı halkın bile dinden uzaklaşmasına yol açan bazı din görevlilerinin, çocuklarımızın bir saniye bile yönetimlerine teslim edilmemesi gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle; Bakan Yusuf Tekin ve ekibinin derhal görevlerinden uzaklaştırılmaları gerekir. Haklarında adli ve idare soruşturma açılarak layık oldukları cezaya çarptırılmaları tüm halkımızın ertelenemez ve vazgeçilmez bir beklenti ve talebidir.

Saygıyla duyurulur.

MÜDAFAA-İ HUKUK VAKFI