Bugun...
Babacan: Hukukun İşlemezliği Diktatörlüğe Dönüştürür!


Cüneyt ALPHAN GÜNEŞ DOĞARKEN
 
 
facebook-paylas
Tarih: 17-06-2020 21:59

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın, Tuluhan Tekelioğlu’nun Tele 1’de hazırlayıp sunduğu programı başından sonuna kadar izledim.

Babacan’ın ilk kez katıldığı Haber Türk’teki programını da başından sonuna kadar izlemiştim. Son programdaki kendine olan özgüveni/kararlığı, ilk programdan daha yüksek olduğunu gördüm. Babacan; Erdoğan, Davutoğlu veya Özal gibi belagati güçlü biri değil, sanırım bu konuda biraz diksiyon çalışması yapması yararlı olacaktır.

Babacan’ın en güçlü yanı, ekonomiye verdiği güvendir.

Babacan, programda pek çok başlığa değindi. Önemli bulduğum başlıkları sizlerle paylaşmak üzere kısa kısa notlar aldım.

Babacan, gazeteciliğin, halkın iradesinin yönetime yansıması olduğunu, demokrasilerde hukukun işlemediği durumlarda, diktatörlüğe dönüştüğüne vurgu yaptı.

Sunucu Tuluhan’ın, gazetecilerin sorunlarına değinirken, pek çok gazetecinin işten çıkarıldığını, düşünce ve ifadeden dolayı cezaevlerine girdiğini, on bin gazetecinin işsiz olduğunu hatırlatması üzerine, Babacan; seçimden seçime demokrasinin olamayacağını, demokrasinin tüm kurum/kuruluşlarıyla hayat bulması gerektiğini, STK’ların da sustuğunu ifade ederek, “içeriye tıkan devlet, dışa açılmak isteyen toplumdur” dedi.

Ak Parti’yi bölen bir parti misiniz? Sorusu üzerine, Babacan, ihtiyaçtan doğan bir parti olduklarını, gönüllü mücadele yöntemiyle yola çıktıklarını, her zaman özeleştiri yaptıklarını, şimdiye kadar yaptıklarının ve söylediklerinin arkasında durup altına imza attıklarını söyledi.

Vakıf Bank’ın Yönetim Kuruluna atananlarla ilgili soruya karşılık da, Babacan, şahısların isimleri üzerinde durmak istemediklerini ancak liyakat ve istişarenin yok edildiğini, iktidara geldiklerinde, devr-i sabık yaratmadan hukuk kuralları içinde kalarak, bağımsız yargı eliyle tüm yolsuzluklardan hesap soracağını ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ilgili de, Babacan, aslında sistemsizlik sorunu olduğunu, denge-denetim yöntemlerinin tamamen yok edildiğini, bu sistemin işlemesinin mümkün olmadığına vurgu yaptı.

En önemli ifadelerinden bir tanesi de mevcut anayasayla ilgili oldu.

Babacan, yeni anayasa taslağının hazırlanması için güçlü, işin ehlinden oluşan bir ekip kurduklarını, katılımcı bir anayasa taslağını hazırlamaya çalıştıklarını söyledi.

Sunucu Tuluhan Tekelioğlu’nun; “programınızı okudum ama Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını görmedim” ifadesi üzerine, Babacan, bana göre çok politik ve manevralı bir cevap verdi.

Babacan, Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına bağlılığı ifade etmek için, o ilkelerin yazılmasının gerekli olmadığını, ancak “Yurtta Sulh-Cihanda Sulh” ilkesinin parti programına egemen olduğunu dile getirdi.

Tüm partilerin, kamuoyunun da merak ettiği, Ak Parti’nin ise en çok çekindiği, hatta bunun için Meclise yasa taslağını getirildiği iddia edilen milletvekili transferleriyle ilgili de, yine Babacan renk vermedi ancak ipucunu verdi.

Babacan; milletvekilli transferlerini prensip olarak doğru bulmadıklarını, bunun için transfer yapmadıklarını ancak ileride ne olur bilemeyeceğini belirterek, aslında olası baskın seçim veya seçimlere girmelerinin engellenmesi durumunda bunun olabileceğini ima etti.

Ak Parti cenahında yeni kurulan partilerin, “ölü doğdular” iddialarıyla ilgili de Babacan; “Bir şeyi yok saymakla yok olmuyor” dedi.

Türkiye’de en önemli sorunun özgürlükler sorunu olduğunu, bu sağlandığında ülkenin en başta ekonomik ve siyasi açıdan her yönden rahatlayacağını savunan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan; düşünce ve ifade hürriyetiyle ilgili de şunları söyledi.

“İktidara geldiğimizde gazeteciler, yazarlar, akademisyenlerle ilgili sorunu TBMM’ye taşıyacağız. KHK’lı mağdurlarla ilgili çalışmalar yağacağız. Bütün bu sorunları kısa sürede halledeceğiz” dedi.

Erken veya baskın bir seçim olursa, seçime hazır mısınız? Sorusu üzerine, Babacan, yasal olarak son bahara kadar ancak katılabiliriz ancak olası baskın bir seçimde A-B-C planlarımız da var, diyerek seçmene güven verdi.

Güçlendirilmiş bir parlamenter sistemden yana olduklarını, iktidara geldiklerinde bunu gerçekleştireceklerini ifade Babacan, son çıkan Bekçi yasasıyla ilgili de; güvenlikçi politika her zaman insanları kaygılandırıyor, dedi.

Twitter tarafından kapatılan bot ve diğer hesaplarla ilgili soruya da Babacan; “trol yapılanması Gezi olaylarından sonra önemsendi” dedi.

Sendikal faaliyetlerinde grev hakkı olacak mı sorusu üzerine Babacan; “sendikal haklar kuşkusuz olmalıdır” dedi.

Ekonominin gidişatıyla ilgili Babacan’ın en dikkat çeken cümlesi; “Merkez Bankası’ndaki tüm akçeler tükendi” demesi oldu.

Sadece güçlü devletin yetmeyeceğini, güçlü devletle birlikte güçlü toplum ve güçlü ekonominin de gerektiğini söyledi.

Program boyunca Ali Babacan’ın Kürt Meselesi ve çözümüne değinmemesi kanımca eksik oldu. Çünkü eğer siz Kürt seçmenden destek almak istiyorsanız, soruna yönelik net bir proje ortaya koymanız, çözümde kararlı olduğunuzu göstermeniz/soruna bir ad koymanız ve bunu kamuoyu önünde taahhüt etmeniz gerekir.

Bunu Ak Parti yaptı ancak “Kürt Sorunu benim sorunumdur“ iddiasından tekrar “Kürt Sorunu yoktur-terör sorunu vardır” dönemine girdik.

Başvurulan bu yöntem ve sertlik politikası Ak Parti içindeki Kürt muhafazkârları da partiden uzaklaştığını tüm araştırma şirketleri tarafından ifade edilmektedir.

Umarım DEVA ve Genel Başkanı Ali Babacan bu hataya düşmezler.



Bu yazı 923 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Haber sitemizi beğendiniz mi?


YUKARI