Bugun...
BASINA VE KAMUOYUNA “HAKKIM NASIL GASP EDİLDİ?


Cüneyt ALPHAN GÜNEŞ DOĞARKEN
 
 
facebook-paylas
Tarih: 21-07-2019 22:31

BASINA VE KAMUOYUNA

        “HAKKIM NASIL GASP EDİLDİ?

           TRT WORLD, GİRDİĞİM MÜLAKAT VE GÜVENLİK SORUŞTURMA SONUCUNU YOK ETTİ!
            Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan 24. 06. 2018 seçimleri öncesinde Diyarbakır’da, “Uzun süreden beridir hiçbir Kürt kardeşimiz, Kürt olduğundan dolayı mağdur edilmiyor. Mağdur olanlar varsa Cumhurbaşkanı’na başvurabilirler” şeklinde bir açıklama yaptı.
            Bu açıklaması üzerine, 2015 yılında girdiğim, kazandığım ve güvenlik soruşturmamın da yapılmış olmasına rağmen atamamın yapılmadığı TRT World’e atanmamın yapılarak mağduriyetimin giderilmesiyle ilgili 07.06. 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı makamına bir dilekçeyle müracaatta bulundum.
            Cumhurbaşkanı makamına verdiğim dilekçede özetle;
            1996 yılında Diyarbakır’da mahalli bir televizyon kanalında programcı olarak çalıştığım bir sırada canlı yayına polis baskını olduğu, gözaltına alındığım, yargılama sonucunda beraat ettiğim halde bu vesileyle fişlendiğim;
            28 Şubat Davası’na müdahil olduğum, TBMM ve Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu’nu da kapsayan uzun, yorucu çabalarım sonucu haksız fişlenme sorunumun giderildiği,
            TRT WORLD için 2015 yılında açılan sözleşmeli personel sınavına katıldığım, kazandığım sınav sonucu yaptırılmış güvenlik tahkikatının da 2-3 ay önce olumlu sonuçlandığının haricen öğrendiğim, aradan geçen süreye rağmen henüz atamamın yapılmamış olduğu, bu yüzden atamamın yapılarak mağduriyetimin giderilmesini Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan talep ettim.
            Cumhurbaşkanı makamının CİMER üzerinden TRT ile yaptığı yazışmalarının bazılarının kaybolması nedeniyle de ayrıca ek başvurular yaptım.
Bununla birlikte ayrıca 22 Nisan 2019 tarihinde tekrar hem Cumhurbaşkanı makamına ve hem de Kamu Baş Denetçiliğine (OMBDUSMAN) müracaatta bulundum.
            TRT’nin CİMER’e verdiği, talebim ve iddialarımla hiçbir ilgisi bulunmayan üç farklı cevabı ile Kamu Baş Denetçiliğine verdiği cevabı kısaca aktarmak istiyorum.
            TRT tarafından CİMER’e verilen cevaplar;  
1. Devlet Personel Başkanlığı’nın kurumsal personel alımları konusunda yetkisinin olmadığı,
2. TRT’de memur alımlarının konuya ilişkin yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapıldığı, personel alımlarının DBP internet sitesinde yayınladığı,
3. 4 Sayılı CBK (Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi) uyarınca TRT’de sözleşmeli personel istihdam edilmediği, şeklinde tamamen gerçek dışı/rutin ve ilgisiz cevaplar verilmiştir.
TRT WORLD’e alınan personellerinin yüzde yüzü sözleşme ile alınmıştır ve TRT WORLD’de kadrolu memurluk için asla sınav açılmamıştır.
TRT’nin Kamu Baş Denetçiliğine verdiği cevapta ise:
Özetle; “Yapılan yazışmalar sonucunda, gerek Özel Hükme Tabi Sözleşme sınavına ve gerekse yapılan memurluk sınavlarında, Cüneyt Alphan’ın mülakata katıldığı tespit edilememiştir” şeklindedir.
            Koca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin anayasal bir kuruluşu olan TRT, mülakat sonucu ile güvenlik soruşturmasını, yasa, anayasa, kanun ve yönetmelik tanımadan yok edebiliyor/yakabiliyor, açıkça suç işleyebiliyor, görevini kötüye kullanabiliyor, hiç kimseye hesap vermem deyip açıkça ve aleni olarak bunu resmi yazışmalarda da dile getirebiliyor.
1.      Özel Hükme Tabi Sözleşme Yönetmeliği zaten 2018 yılında 4 sayılı CBK (Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi) ile yürürlüğe girmiştir. Oysaki ben 2015 yılında Kurum Sözleşmesi sınavına girdim ve o dönemde zaten Özel Hükme Tabi Sözleşme denen bir kavram/uygulama da yoktu.
2.      Memurluk sınavına girdim diye bir iddiada bulunmadım.
3.      Ak Parti Milletvekili Sayın Orhan Miroğlu’nun kızı Hêvî Miroğlu benden dört ay sonra mülakata girdi, başlatıldı ve bu kamuoyuna da yansıdı.
4.      TRT, daha TRT World test yayına başlamadan önce yani 28. 05. 2014 tarihinde kendi kurumsal ana sayfasında TRT World sözleşmeli eleman ilanı vermiştir. O dönemde TRT, Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç’a bağlıydı.
5.      TRT World’de mülakata girdiğim zaman, TRT Kürdi’de çalışıyor ve Dış Haberler Editörlüğünü yapıyordum. TRT World’ün mülakatına katıldığımı tüm TRT Kürdi’nin elemanları şahittir. Çünkü TRT World’ün benden İngilizce olarak istediği Cv’imi TRT Kürdi’nin stüdyosunda hazırladım. İlgili Cd’yi de gerekirse kamuoyuyla paylaşırım.
Mülakat için müracaat yaptığım yer; dönemin TRT World’den sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve şu an Genel Müdür olan İbrahim Eren’in makamıydı. TRT Genel Müdürlüğü binasının beşinci katında mülakatta katıldım.
            Komisyon başkanı sıfatıyla mülakatıma katılan/yapan da İskender Bayrak’tı.
            Yarım saatlik mülakatın on beş dakikası İngilizce, on beş dakikası Türkçe sorulara cevap verdim. Ayrıca mülakatı kazandığımı söyleyen dönemin Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren’in danışmanıydı.  
6.      Atamam gecikip mağduriyetim devam edince, konu, Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir Başdanışmanı tarafından bizzat Başbakan Yardımcısı Sayın Bekir Bozdağ’la paylaşıldı. Sayın Bozdağ’ın talimatından on gün sonra hakkımda güvenlik tahkikatı yapıldı. Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş şubesinden 05.09. 2017 tarihinde polislerin oturduğum binaya gelerek, beni bina yöneticisinden sorduklarını öğrendim.
7.      Mülakatı, sınavı kazanmayan birinin hakkında güvenlik tahkikatının yapılması söz konusu değildir.
            Bunun yanı sıra üst düzey yetkililerinden aldığım bir bilgiye göre de, TRT benimle ilgili dosya tutmuş ve fişlemiştir.
            Bu uygulama ayrıca bir insanlık suçudur!
Konunun araştırılmasını, gasp edilen hakkımın iadesini kamuoyu önünde talep ediyorum.  
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve TRT’nin bağlı olduğu İletişim Dairesi Başkanı Sayın Fahrettin Altun’a da çağrıda bulunuyorum.
Bana açıkça ve aleni olarak yapılan bu adaletsizliğe, zulme ve insanlık suçu olan ayrımcılığa karşı sessiz kalmamalarını, mağduriyetimi gidermelerini, Kürt halkına verdikleri sözleri yerine getirmelerini, KAMUOYU ve TARİH önünde talep ediyorum.
            Kendimi Nazi Almanya’sında dışlanmış Yahudi bir çocuk gibi hissediyorum. Nazi Almanya’sında nasıl ki Yahudiler fişlenip hayatları karartıldıysa, bugün aynı şekilde bu ülkedeki Kürtler, ya da kendine Kürdüm diyen Kürtler fişlenip hayatları karartılıyor.
            Şüphesiz ki; iç hukuka başvuracağım, sonuç alamazsam AİHM’e kadar gideceğim.
            İnsanlık suçu olan bu ayrımcılığın son bulmasını, evrensel hukuk ve adaletin egemen olması dileğiyle saygılarımı sunarım.
            Saygılarımla…
                                                                                                          Cüneyt ALPHAN



Bu yazı 2034 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Haber sitemizi beğendiniz mi?


YUKARI