Hükümet yetkilileri ve hükümete yakın medya ile birlikte kimi Sedat Peker’e “suç örgütü lideri” der, kimi “örgüt lideri/firari kaçak” der. Oysaki bir yıldan fazladır Sedat Peker’in ortaya attığı iddialarla ilgili bugüne kadar hiçbir babayiğit çıkıp da yalanlayamamış, yalanlamaya kalkanlar da bin-bir pişman/perişan olmuşlardır.

Peki neden?

Cumhuriyet kurulduğu günden bu güne değin, Cumhuriyetin bütün hükümetlerini ve devletin tamamını yöneten/idare eden bildiğimiz siyasal partiler ve hükümetler değil her zaman bu ülkeyi “Asıl Devlet Partisi” yönetmiştir.

“Egemenlik bila-kaydu şart milletindir” sözü hiçbir zaman hayata geçmemiş, bırakın milletin egemenliği, egemenliğin zırnığı bile halka koklatılmamıştır. Egemen devlet partisi, partileri (buna HDP ve bütün Kürt partileri de dahildir)/hükümetleri kurdurmuş, biz millette olarak sadece, Asıl Devlet Partisi tarafından seçtikleri adayları tercih etme hakkını vermiştir. Onun dışında “egemenlik milletindir” sözü palavradan ileri gitmemiştir.

Biri çıkıp desin ki, şu tarihte “egemenlik milletin olmuştur”, alnını karşılarım.

Asıl Devlet Partisi tarafından yetiştirilen Sedat Peker sadece Ak Parti döneminde değil, geçmiş iktidarlar döneminde de tıpkı Devlet Bahçeli gibi her zaman devlet içinde devletti. Bugünkü kavganın/gürültünün nedeni de Asıl Devlet Partisi üyeleri arasında çıkan çıkar çatışmasıdır.

Hakkını vermek gerekir ki, Peker, kendini muazzam yetiştirmiştir. Dünyanın bilen en saygın filozofları okuduğu da anlaşılmaktadır.

“Hakikati hiddet, öfke ve şiddetle aktarırsan ne kadar açık olursa olsun aktardığın bu hakikatle hiç kimseyi düzeltemezsin. Hakikati daima iyilikle aktar. En ahmak adamlar bile onu anlar ve kabul eder” diyen filozofun dediklerini harfiyen yerine getirmekte, ülke ve dünya kamuoyunda da büyük ilgi görmektedir.

Sanırım Sedat Peker şu anektodu da okumuştur, zira kendisiyle ilgili ortaya atılan iddialara benzer ifadelerle cevap vermektedir.

Filozoflardan birisine kendisini fena bir adam zannettiklerini söylediler. O da cevap verdi:

“İyi ki hakkımda daha başka bir şey bilmiyorlar. İyi ki her şeyden haberdar değiller. İyi ki daha başka şeyler söylemediler” demiştir. Sedat Peker de, ona “suç örgütü lideri” diyenlere “ben lider değil, üyeyim” der.

Tolstoy’un alıntıladığı bir filozof sözü: “Fena bir adama rastladığın zaman neden ondan daha iyi olduğunu düşünme. Ancak onda gördüğün fenalığın sende mevcut olmadığını ve ihtimal ki sende ondan daha bir halin var olabileceğini düşün.”

Filozofa “kendi faziletini büyütmek, kendi eksikliklerini düzeltmek ve düşüncenin hatalarını görebilmek için ne yapmak gerekir?” diye sordular.

Filozof; “Bu güzel bir haldir. Kendisinde fazileti büyütmek için mecbur ve borçlu olduğu şeyi yapmayı kendi bütün vazifelerinin üstünde tutmak ve bu yaptığın işin karşılığında ortaya çıkacak menfaatleri düşünmemek gerekir. Kendi hata ve eksikliklerini düzeltmek için başkalarının kusurlarını düzeltmeyi düşünmemek gerekir. Akıl ve düşüncenin eksik ve kusurlarını görebilmek için de yumuşak huylu ve doğru olmak, ketum olmamak ve nefsine itimat etmemek gerekir” der.

Sedat Peker’in gerek video konuşmalarında, gerek yazdığı twitlerde ve gerekse tüm paylaşımlarında yaptığı hiçbir şeyi inkâr etmiyor, “Yüce Allah affetsin” diyerek de pişmanlığını dile getiriyor, hatalarını kabul ediyor. “Utanmak! Pişman olmak ve hatadan dönmek istemek, iyi bir insan olmaya aday demektir” diyor bilim insanları.

Yine Tolstoy: “Vicdan başkalarını değil, bizzat kendini düzeltmesini fısıldar insana her an. Başa gelen musibetlerde ve hatta ölümde her türlü güzellikler görür insan. Hayat sahnesine yoktan gelen insan için dava edebilecek hiçbir hak yoktur aslında. Hiç yoktan eline hazineler yığılan insan, bu hazineler elinden alındığında da görmelidir şefkat ve merhameti” der.

Filozof: “Karanlık bir oda da aydınlatan bir ışık kaynağı misali, insan da gerçek iman ve inancı öğrendiği zaman çevresini aydınlatmaya başlar. Onun için her şey açık, belirgin ve görünür olmakla beraber ruhunda da bir sevinç ve neşe meydana gelir. Ruhun sesine kulak vermeyen ve ona boyun eğip itaat etmeyen ve Allah’ın ilahi kanunları hakkında başkalarının sözlerine körü körüne itimat eden insanların başları, felaket ve musibetlerden kurtulamaz.

Hakiki iman ve inanca karşılık iyi bir hayatın ödül olarak beklenmesi de yanlıştır.

Allah’a yalnızca ebedi saadet için ibadet ediyorsan, bu durumda Allah’a değil kendine tapıyorsun demektir” diyor.

Tarih sahnesinde önce terörist sonrada kahraman ilan edilmiş nice aktörler vardır. Hem sağdan hem de soldan, polemiğe girmek istemediğim için isim vermek istemem ama şu örnek bile sanırım meramımı anlatmaya kafidir. İtalyanlar da Ömer Muhtarı terörist ilan etmiştir ama bugün Ömer Muhtar tarih sahnesinde ve Müslümanların gönlünde tartışmasız bir kahramandır.

Sanırım şunu da sormak gerekir, Asıl Devlet Partisi cephesinin bir kesiminde, devletin ve milletin geleceğinin büyük bir tehlikede olduğu, yolsuzluk-hırsızlık ve adaletsizliğin milletin canına okuduğunu, bu gidişle devletin ayakta kalamayacağını düşünenler mi harekete geçip Sedat Peker’e destek veriyor?

Sedat Peker’in sürekli “Serdengeçtiler” dediği kişiler bu cephede yer alan kişiler midir? Öyle ki Ak Parti hükümetinin nefes alışlarında bile haberdardırlar.

Sedat Peker, Erdoğan’a Temiz Eller Operasyonu İçin Destek Veriyor

Görünürde Sedat Peker, Ak Parti, Ak Parti Hükümetine ve Erdoğan’a zarar verdiği düşünülüyorsa aslında Peker, Erdoğan’a, Hükümet ve Ak Parti içindeki çürük elmaların ayıklanması için bir fırsat vererek elini rahatlatıyor da. Nitekim Saray Danışmanları ve SPK başkanlarının istifası da küçümsenmeyecek bir olaydır.

Sedat Peker’in yaptıklarını en iyi ifade eden Balo bu ifadeleri yıllar önce kullanmıştır.

“Eğer bütün iyi ve erdemli insanlar şu anda yapılmakta olan hırsızlığın, arsızlığın, talanın tamamıyla sona ermesini arzu ederlerse şu halde bu arzularına ulaşmak için asla zorlamaya, şiddete, cezaya başvurarak bu arzularını yerine getiremeyeceklerini anlamaları gerekir. Biz kötü kimselerin hakaret ve incitmelerine iyilikle karşılık vermedikçe, onları cezalandırdıkça ve aynen onların yaptığını yaptıkça aslında onların içindeki fena hisleri tamamıyla kökünden çıkarıp atmak istiyoruz.

Ama bu muamelemizle onlardaki fena hisleri harekete geçiriyor ve onların ruhunda bunların kökleşmesine sebep oluyoruz.”

“Saldırıya hedef olan bir kimse güç eline geçtiğinde karşısındaki saldırganı affederse işte o zaman saldırıya ve hücuma uğrayan kimse Allah’a hürmet etmiş ve O’nu yüceltmiş olur” der Hz. Muhammed (a.s).

“İnsanlar dünyayı kurtaracakları yerde kendi kurtuluşlarını; insanoğlunu kurtuluşa ulaştıracakları yerde kendi nefislerini kurtarmayı isteyip kendilerini düzeltmeye çalışsalardı o zaman dünyayı kurtarmak ve insanoğlunu özgürlüğe kavuşturmak için oldukça fazla çalışmış, gayret etmiş ve görevlerini yerine getirmiş olurlardı” der Gertsen.

Emerson; “İnsanların felaketlerinin büyük bir bölümü akıl ve düşünce kuvvetinin kötüye kullanılmasından kaynaklanır.”

“Hakikat kısadır. Yalan ise daima uzun ve çok söyler. Az söyleyen doğru, çok söyleyen yalan söyler. Bütün günahların başlangıcı ve kaynağı düşüncededir.” Tolstoy.

“Kötü alışkanlıkların üstesinden gelmek ancak bugün mümkün olup yarın bunu yerine getirebilmek mümkün değildir.” Konfüçyüs.

Sözü uzattım, biliyorum, bazen rahmetli babam ve çoğu zaman da rahmetli annem şunu derdi. “Bazen işlerde bozulmadan da düzelmiyor.” Umuyor ve diliyorum ki, S. Peker’in bu çıkışları toplumsal bir arınmaya ve onurlu bir yaşamaya vesile olur. Ak Parti Hükümeti de kendine gelir ve toptan bir temizliğe girişerek milletin ihtiyacına cevap vererek adaleti sağlar.

Çünkü insan dediğimiz varlık; bütün hayatı ruhun esaslarının kendisiyle birleşmesini anlayarak itiraf etmekten başka bir şey değildir.