Bugun...
MİT Raporunda M. Ağar, Ü. Erkan ve Hüsamettin Cindoruk…


Cüneyt ALPHAN GÜNEŞ DOĞARKEN
 
 
facebook-paylas
Tarih: 25-09-2023 02:02

M. Ağar, Ü. Erkan ve Hüsamettin Cindoruk…

Sinan Doğan’ın hazırladığı “Mit Raporu Olayı” kitabını okurken, Siyasi Lider Murat Karayalçın’ınla yaptığım röportajda sorduğum “derin devlet var mı?” soruma Murat Bey’in verdiği şu cevabı hep düşündüm ve fazlasıyla haklı buldum.

Karayalçın; “derin devlet yoktur, çeteler vardır. Devletin belli başlı kurumlarına yerleşen çetelerin işledikleri gayri meşru işler vardır” demişti.

Şubat 1988 yılında sızdırılan MİT raporu deyim yerindeyse ortalığı ayağa kaldırıyor.

MİT raporunun başlığı:

“Banker Bako Olayı, Bazı Kamu Görevlileri ve Emniyet Üst Yöneticileriyle İlgili Rapor.”

Raporu Sabah Gazetesi şöyle veriyor:

“MİT’in tüyler ürperten raporu: Genel Kurmay Eski Başkanı Necdet Ürüğ’ün kadınlara karşı zaafı: Arkadaşı gazinocu Fahrettin Aslan’ın kendisine Emel Sayın’ı ikram ettiğini belirtiyor.”

MİT raporunun tamamını yayınlayan 2000’e Doğru Dergisinin, MİT raporunu yayınlayan sayısı toplatılmıştır. Hem de çok ilginç bir gerekçeyle:

“Alman Parlamentosu’nda Kürt sorununun tartışılmasıyla ilgili haber”den ötürü toplatılmıştır.

Raporla ilgili eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk şunları söylüyor:

“Bu rapor kesinlikle Başbakanın işidir. Başbakan’ın bilgisi dâhilinde hazırlanmıştır. Özal, referandum ve seçimler sırasında çok önemli şeyler söyleyeceğim demişti. İşte önemli şeyler bunlardı. Bu rapor elimize gelmişti ama biz devlete olan saygımızdan susmuştuk. Bir değil birkaç rapor var. Bu rapordan dolayı mükâfatlandırılan valiler, genel müdürler, milletvekili olanlar var.”

Raporla ilgili Uluç Gürkan’ın görüşü:

“Özal’ın MİT’e böyle bir görev verdiğini kanıtlayabileceğini söylüyordu. Raporu yazan Mehmet Eymür, Müsteşar Yardımcısı Hiram Abbas’tan yazılı emir istemişti.”

Raporlar ilgili katledilen Uğur Mumcu’nun kanaati:

“Amaç bellidir. Seçim sırasındaki amaç, Banker Bako olayı nedeniyle DYP’yi suçlamak ve bu partiyi bu nedenle yıpratmaktır.”

 

Günaydın Gazetesi’nden Bekir Coşkun:

“Bu rapor ortaya atıldığında öyle resmi bir belge yok, sahtedir’ diye açıklama yapan Başbakandı. Şimdi ‘Resmi belgeleri yayınlamaktan basın hakkında soruşturma isteyen de Başbakan… Eğer doğruysa, raporda adı geçen ve yer altı dünyası ile işbirliği yaptıkları ileri sürülen yüze yakın vali, genel müdür, bakan, politikacı, asker ve polis şefi… Bunlar dururken, basın hakkında mı soruşturma açılacak?” diye tepki gösteriyor.

Doğu Perinçek’in Nazlı Ilıcak’a verdiği röportajda;

“Rapor İstanbul Valisi Nevzat Ayaz’ın, Mehmet Ağar’ın ve diğer emniyet görevlilerinin tayinlerinden önce, Hürriyet Gazetesi’ne sızdırıldı. Bu sızdırma şu an 2000’e Doğru dergisinde istihbarat şefi olarak çalışan eski Akdeniz Dev-Gençlilerden İrfan Taştemur vasıtasıyla gerçekleşti. Hürriyet Gazetesi raporu kullanmayınca Taştemur bize geldi ve biz yayınladık.

Raporu dışarıya Cumhurbaşkanının (Kenan Evren’in) damadı Erkan Gürvit sızdırdı. Erkan Gürvit aynı zamanda raporu hazırlayan ekibin ikinci adamıdır. Gürvit, MİT’in patronu olarak adlandırılan Hiram Abbas’ın sağ kolu olarak bilinir. MİT’in içinde ikinci adamdır. Raporu Ankara Emniyet Müdürü Mehmet Ağara’a vermiş ve daha sonra bu kopyadan çoğaltılan 100’yeakın kopya ortalığı kaplamış, herkesin eline geçmiştir.”

Bir MİT görevlisinin şu tespitini aktarmak istedim:

“Amerika her zaman kötü ata oynamaz. Gelecek adam da Amerikancı olabilir. Böyle bir yeri boş bırakmazlar… Devletin dünyası bir maskeli baloyu andırıyor. Herkesin yüzünde gülümseyen maskeler ama maskelerin içinde dişler sıkılı, kaşlar çatık.”

Mehmet Ağar ve Ünal Erkan’ın Karanlık Dünyası…

Raporda; İstanbul Emniyet Teşkilatının ilişkide olduğu kesimler arasında aşırı sağcı unsurların bulunduğunu, Süleymancı lider Kemal Kaçar’la Mehmet Ağar’ın yakın ilişkilerinin bulunduğunu, Mehmet Ağar’ın, şeriatçılarla ilgili operasyonel çalışmalar hakkında Kemal Kaçar’a bilgi vererek önceden tedbir almasını sağladığını aktarmaktadır.

Mehmet Ağar’ın dansöz Yonca Yücel’le dost hayatını yaşadığını, Yonca Yücel’in bu bağlantılar çerçevesinde sık sık Suudi Arabistan’a gitmesinin dikkat çekici olduğunu, dansöz sevgilisiyle Mehmet Ağar’ın, Ankara’da da konsomatrist Nur’un evinde buluştukları belirtilmektedir.

Raporda; Mehmet Ağar’ın şoförü Necdet Erkek’in Belediyeye ait bir motel işlettiğini, Mehmet Ağar’ın, İstanbul Polis Teşkilatında Ünal Erkan’dan (aynı zamanda OHAL eski Bölge valisi-bölgede işlenen ilk faili meçhul cinayeti olan Ali Tekdal’ın sorgusuna katıldığı iddia edilen vali) daha etkili bir pozisyonda olduğunu, gazetecilerle dost geçinmesini iyi bildiğini, bu ilişkiler içine Asayiş Şube Müdürlüğü yaptığı dönemde girdiğini ve “Baba” dediği Ahmet Ateşli tarafından bu ilişkilere sokulduğu tespiti yapılmaktadır.

 

Siyasette ve bürokrasi de en yaygın şantaj yöntemi “kadın”dır.

MİT’in raporunda Mehmet Ağar’ın hayırsever (!) işadamı Rezza Zarab’ın yaptığı işi yaparak bazı üst düzey yetkililere İstanbul’a geldikleri dönemde kadın bulduğunu, daha sonra fotoğraflar çektirerek şantaj unsuru olarak kullandığını, Sabah Gazetesi’nde resmi de çıkan, Teşvikiye’de oturan Pınar isimli telekızı da Emniyet Müdürlüğü’nde üst düzey bir yetkiliye tezgahlandığı da iddia edilmektedir.

Ağar’ın, gayri meşru ilişkilerdeki kazançlarıyla İstanbul’da 18 daire edindiğini ancak bu daireler dayısı Yılmaz Akçadağ’ın boşandığı karısının üzerine göründüğünü, kadının bu durumdan rahatsız olduğunu, dayısı Yılmaz Akçadağ ise İstanbul polis müdürlerinin paralarını faiz yoluyla işleticisi olarak bilindiği de iddia edilmektedir.

Fuhuş parasının paylaşılması…

Raporda bir ilginç iddia da şu: Genelev, randevuevleri ve fuhuş yerlerinin avantasının Ahlak Masası’ndan bir komiser tarafından toplandığını, topladığı paraları Amiri Hasan Ceylan’a ilettiğini, daha sonra bu paranın üst düzey yetkililer tarafından kendi aralarında bölüştükleri iddia ediliyor.

Bir MİT görevlisi:

“Hep dağın eteklerindekilerini topladık. Dağın tepesine el atmaya kalktık mı durduruyorlar. Memleket tam dört delinin sırtında duruyor.”

TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un Yeraltı Dünyasıyla İlişkileri…

MİT raporunda doğrusu beni en çok şaşırtan bölümlerden biri de TBMM eski Başkanı, kamuoyunda da sevilen, benim de görüşlerine değer verdiğim Hüsamettin Cindoruk’la ilgili bölüm oldu.

MİT raporunda Cindoruk’la ilgili özetle:

Raporda; yeraltı dünyasının avukatlığını yapan ve bu meyanda Of’luların (Osman Cevahirolu) ve Dündar Kılıç’ın avukatlığını yapmış olan Karadenizli (Samsun) Hüsamettin Cindoruk’un, eski Ortaköy Şifayurdu sahibi Banker Fikri Erdöş (ölü) ile de iltisaklı olduğunu, Hüsamettin Cindoruk’un Bako ilişkisi avukat-sanık münasebetlerinden doğmayıp, H. Cindoruk’un yeraltı ilişkilerinden kaynaklandığını iddia edilmektedir.

Ayrıca MİT İstanbul Daire Başkanı olan Nuri Gündeş’in de Hüsamettin Cindoruk ve Dündar Kılıç’la yakın irtibatı bulunduğunu, Nuri Gündeş zaman zaman teşkilatın imkânlarıyla Hüsamettin Cindoruk’un özel korumasını da yaptığını aktarmaktadır.

MİT raporunda Cindoruk’la ilgili dayanak olarak da şu örnek verilmektedir:

“1998 de Hüsamettin Cindoruk, Fikri Erdöş’ün Kuruçeşme’deki depolarına bir geminin mal boşaltması gerektiğini, ancak İstanbul Gümrüğünün buna izin vermesi gerektiğini ve zorluk çıkarttıklarını söylemiştir.

Bunun üzerine Nuri Gündeş İstanbul limanında görevli gümrük amiri Erkan Kılçkay’a bir personel yollayarak konunun halledilmesini istemiştir. Erkan Kılıçkay, Fikri Erdöş’ün

hakkında kalın bir dosyanın bulunduğunu ve bu sebeple gümrük muyanesinin F. Erdöş’e ait depoda yapılamayacağını bildirmiştir.”

Ancak sonunda Nuri Gündeş yaptığı yoğun temaslardan sonra geminin Kuruçeşme’deki depoya yanaşma izin vermesini sağlamış ve müjdeyi Cindoruk’a vermiştir.

Banker Bakon Olayının Arkasındaki Güçler…

MİT raporunda Banker Bako’nun arkasındaki güçlerle ilgili şu tespitleri yapılmaktadır:

“Banker Bako’nun olayının arkasındaki diğer güçler ise, İstanbul Emniyet Müdürü Ünal Erkan, Yardımcısı Mehmet Ağar, Mali Şube Müdürü Cevdet Saral ve İstanbul Emniyet Müdürlüğünün diğer üst yöneticileridir.

Tahsin Şahinkaya, Sarı Avni (Avni Musullulu Karadurmuş), Behçet Cantürk, Dündar Kılıç, Fahrettin Aslan ile inşaat ve ihale mafyasıyla ilişkilidir.

Necdet Ürüğ’ün kadınlara düşkün olduğu ve 1981 yılında Fahrettin Aslan’ın İstanbul Sheraton Oteli’nde özel bir odada kalan N. Ürüğ’a Emel Sayın’ı getirdiği bu tarihte Emel Sayın’ın Fahrettin Aslan’ın oğlu ile evli olduğu söylentiler arasındadır.

Ünal Erkan ve Mehmet Ağar’ın gizli ve önemli buluşmalarını yaptıkları Etiler Ulus Mahallesi’nde ve Kadıköy-Bostancı da iki ev vardır. Ulus Mahallesi’ndeki ev Diyarbakırlı Vekin Aktan’ın üzerine olup, parası Behçet Cantürk tarafından ödenmektedir.

Mehmet Ağar’ın yurtdışı bazı bağlantılarını özellikle Arap ülkelerinde dansözlük yapan Yonca Yücel yürütmektedir.

İstanbul Emniyetinde genelev, fuhuş yeri ve kumarhanelerden paraları ikinci Şube Ahlak Kısmının Ekip Amiri Komiser Fikri toplamakta ve bu paralar Ahlak Kısım Amiri Hasan Ceylan ve İkinci Şube Müdürü Ömer Tüzel vasıtasıyla İstanbul Emniyetince üst makamlara aktarılıp bölüşülmektedir” diyor rapor.

Aslında bu rapor; gelmiş-geçmiş bütün iktidarların ve tüm milletimizin bir aynasıdır. Bizler, millet olarak ahlak, erdem ve adalet üzerine bir nesli yetiştirmediğimiz sürece, bizden sonraki nesiller de böylesi raporları okuyacaktır.

Efendim! Necip milletiz, Ensarız, şöyle şanlıydık-böyle anlıydık, palavraları, hamasetleri bir yana bırakıp asıl çürüme, yozlaşma ve kokuşmuş yapımızın bizi parçalamadan temizlememiz lazım.

“Bir toplum, layık olduğu şekilde yönetilir” hadisi de sanırım bizi anlatıyor.



Bu yazı 684 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Haber sitemizi beğendiniz mi?


YUKARI