Bugun...
Seçim Analizi-Kısa Önerilerim


Cüneyt ALPHAN GÜNEŞ DOĞARKEN
 
 
facebook-paylas
Tarih: 17-05-2023 01:36

Öncelikle yaşanan kayıptan ötürü hiç şüphesiz ki ben de çok üzüldüm, 24 saat boyunca uyumadan seçimi görsel, yazınsal ve sosyal medyada takip ettim, kesinleşince moralim bozuldu, telefonu kapatıp uyudum.

Ama en güçlü kişinin, düştüğü yerden kalkan kişi olduğunu tarihten bildiğimi ifade edebilirim

Kaybettiğimiz yerden tekrar şaha kalkarak kazanacağımıza da inanıyorum.

Seçim sürecinde sık sık vurguladığım gibi muhafazakâr kesimin iknasının önemli olduğunu, muhafazakâr kesimin Kılıçdaroğlu’na inanıp sempati beslediğini ancak gerek iktidar, gerek iktidarın havuz medyasının iftira, yalan ve kirli algılarla devasa gücüyle toplumu(özellikle muhafazakâr kesimi) etkilediğini, CHP’nin “din” açısından geçmişten gelen betonlaşmış algısının kırılmasının kolay olmadığını, politize olmuş seçmenin ekonomiden çok, politik duruş, söylemlere önem verdiğini, bunun için yeni argümanların geliştirilmesi gerektiğini de belirtmiştim.

Deprem bölgelerinde yaşanan onca acı, yıkım ve iktidarın tüm olumsuzluğuna rağmen muhafazakâr kesimin CHP’ye olan mesafesini koruduğunu, Millet İttifakının sloganlarından etkilemediğini, her ne kadar ittifak ortakları muhafazakâr kesimden geliyorsa da lokomotif güç CHP olduğu için seçmenin mesafeli durduğunu ve ikna olamadığını ifade edebilirim.

Bunun en bariz örneği Adıyaman ve Malatya’dır.

Diyarbakır’da Kürt seçmenin ezici çoğunluğu Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini, aynı desteğin CHP’ye verilmediğini, bölgenin sosyolojisinin farklı ve tarihsel travmaların derin olduğunu, Diyarbakır’da zorla ancak bir vekilin çıkarabileceğini ifade ettiğim gibi, CHP’nin muhafazakâr kesimi okumada, anlamada ve empati yapmada yetersiz kaldığını da söylemeliyim.

CHP ve Millet İttifakına destek veren medyanın da Ak Parti’yi eleştirirken, Ak Parti üzerinden dine vurduklarını, bu yaklaşımın dindarları incittiğini, güven vermediğini, Ak Parti’ye en kızgın olan dindarın bile bu yaklaşımları gördükten sonra sandıkta yine Ak Parti’ye oy vereceğini de bilmek için kâhin olmaya gerek yok.

Özellikle medya mensupları, sunucular ve program yapımcıları tarafından kullanılan, “İslamo-faşizm, dinci faşizim, İslami terör, siyasal İslam, siyasal İslamcılar” gibi kavramların seçmeni olumsuz etkilediğini, ayrıca İslam kelimesinin önüne-arkasına herhangi bir niteleme sıfatının gelemeyeceğini, “siyasal İslam” kavramının Türk solu tarafından kullanılan uyduruk bir tanım olduğunu da söylemeliyim.

Doğu ve Batı da yaşayan Kürt seçmenin bir kısmının neden Kılıçdaroğlu’nu desteklemediğine gelince:

 

Özellikle sosyal medya platforumlarında CHP ve Atatürk görünümlü, takipçisi çok fazla olan hesaplarda Şeyh Said, Seyit Rıza gibi Kürt liderlerin asılma anına yönelik foto,

videolarının paylaşılması, “terörist” olarak suçlanmalarının yanında aşağılayıcı ifadelerin kullanılmasının Kürtler tarafından büyük tepkilere neden olduğunu da ifade etmek isterim.

Buna karşın kamuoyunda CHP’nin içindeki “ulusalcılar” olarak tanımlanan ulusalcıların bir kısmının sosyal medya mecralarında Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkıp onu eleştirdiklerini, Kılıçdaroğlu’nun Kürt ve Alevi olmasını hazmedemediklerini, açıkça bunu dillendirmekten utandıklarını ancak sağ gösterip sol vurduklarını da gayet iyi biliyorum.

Kılıçdaroğlu’nu Amerikancı olmakla itham eden bu “ulusalcıların” İnce’yi ve Sinan Oğan’ı da desteklerini de görmek lazım. Çünkü hepsini, sosyal, yazınsal ve görsel medyada da ayrıca takip ediyorum. Tıpkı bazı İyi partililerin direk Kürt ve Alevi vurgusu yapmadan, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkarak “saha çalışması yapıldıktan sonra en uygun adayın belirlenmesi” gibi temeli olmayan argümanların kullanılarak asıl amaçlarının Kılıçdaroğlu’nun Kürt ve Alevi olma gerekçesini gizledikleri gibi.

Kılıçdaroğlu’yla birlikte diğer ittifak liderlerin katılacağı ilk mitingin Diyarbakır’da gerçekleştirilmesinin etkili olacağını, Kürt meselesiyle ilgili bir çıkış yaparak PKK’ya silah bırakma çağrısı yapmanın da yankısının büyük olacağını, Demirtaş ve destek veren Kürt seçmenine teşekkürün de yerinde olacağını düşünüyorum.

Ayrıca rakibin kullandığı silahları kullanmak gerektiğini, ayet, hadis ve diğer dini referanslara atıf yaparak başta din istismarının nasıl yapıldığını, yapılan yolsuzluk, hırsızlık, kayırma ve en önemlisi de adaletsizliğin Kur’an’a ve İslama nasıl aykırı olduğunun da ifade edilmesi önemlidir.

Sadece tank palet fabrikası, beşli çete, 418 milyarı geri getirme, 300 milyar doları bulma, 128 milyar doları nerede? gibi sloganların, hem muhafazakâr, hem milliyetçi kesim ve hem de gençlerin üzerinde istenilen düzeyde etki yaratacağını düşünmediğimi de belirtmek isterim.

İktidarın, Millet İttifakına yönelik; “PKK, FETÖ, Batı yanlısı, Amerikancı, sömürgeci devletlerle işbirliği” gibi suçlama ve yaftalamalara karşın millet ittifakı bileşenlerinin yeterince cevap verebildiklerini, kamuoyuyu ikna ettiklerini düşünmüyor, yetersiz kaldıklarını da değerlendiriyorum.

Yeniden canlandırmanın ve seçmeni şaha kaldırmanın etkili yolu, doyurucu slogan, söylemlerle birlikte özellikle millet ittifakına destek veren medyanın da muhafazakâr kesime yönelik program ve canlı yayınların yapılması, haber yaparken kullanılan dile dikkat edilmesi gerektiğini de düşünüyorum.

Yapılan seçimin ülke ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, seçilen vekilleri tebrik ediyorum.



Bu yazı 435 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Haber sitemizi beğendiniz mi?


YUKARI