Bugun...


Buğra Akpınar: 8 yılda kazandığım parayı internette 1 yılda aldım
“2007’den beri reklam, televizyon programı, tanıtım filmi yönetmenliği yapıyordum. Bıraktım, Youtube’da The Makina isimli kanal açtım. Şimdi teklifler kendiliğinden geliyor...” “5 sene sonra Türkiye’de televizyonculuk, dijital ortamlarda ünlü isimler üzerinden devam etmey

facebook-paylas
Tarih: 12-02-2017 08:15
Buğra Akpınar: 8 yılda kazandığım parayı internette 1 yılda aldım
+ -

Türkiye Gazetesi yazarlarından Burcu Çetinkaya, bu haftaki röportajını bir sosyal medya fenomeniyle yaptı. O isim Buğra Akpınar...

İŞTE O RÖPORTAJIN DETAYLARI...

- Sosyal medya fenomeni olacağınızı tahmin eder miydiniz? Nasıl gelişti bu süreç?

Sosyal medyanın bu kadar hızlı gelişeceğine dair bir bilgim yoktu. 2015 senesine kadar çalıştığım reklam, televizyon işlerine, sektöre küstüm. İnsanların davranışları, hak verilmemesi, bedavacılık, oynanan oyunlar, fikir çalma, proje çalma gibi olaylar sebep oldu. Ben vicdanlıyım ve müşteriye de vicdanlı davranılması taraftarıyım. Sonra başka bir iş yapmaya karar verdim ve bir kamera firmasında kamera satmaya başladım. 3 aylık süreçte şans eseri, Youtube’u kullanmayı öğrendim. O sıralarda otopark.com diye bir internet sitesi vardı orada da ek iş yapıyordum. Yönetmenliğimden ötürü montaj ve kameramanlık yapıyordum. Sonra oranın kitlesi ve farklı insanlar derken, bunu geliştirdim ve “The Makina” diye bir proje çıkardım. Aslında benim 2007 senesinde başladığım iş de otomobil videoları çekmekti. Bu sektör çok azdı o senelerde. Çünkü Türkiye’deki otomobil programlarını genelde otomobilden anlamayan kişiler çekiyordu. Ben de geçmiş tecrübelerimden yola çıkarak bir senelik süreçte kafamdaki işi geliştirdim.

- Şu anda nereden para kazanıyorsun?

Sosyal medya üzerinden yaptığım projelerden kazanıyorum. Ama ilginç olan şey eskiden yaptığım işlerle ilgili firmalar aracılığıyla teklif gelmezken, şimdi gelmeye başladı.

- Eskiden mi daha çok para kazanıyordunuz, yoksa şimdi mi daha iyi işlerin?

8 senede kazandığım parayı, bir senede kazandım; sosyal medya sayesinde…

- Farklı bir kitleniz var, takip ediyorlar, fotoğraf çekiliyorlar, nasıl bir duygu?

İlk başlarda garipsemiştim. Geçen sene başladı bu olaylar. Bağlı bulunduğum internet sitesi üniversite seminerleri yapıyordu. Bu seminerlerle beraber insanlar fotoğraf çektirmeye başladı. “Ben ünlü birisi değilim ki neden benle sohbet edip, fotoğraf çektirmek istiyorlar?” diyordum. Sonra bunun böyle olmadığını anladım. Sosyal medya insanların kendini yakın hissettiği, televizyonlardan daha sıcak bir platform. Türkiye’de artık televizyon büyük şehirlerde gerilemeye başladı. İnsanlar sosyal medyaya yöneliyor. Kibar talepleri oluyor insanların ben de kibar şekilde cevap veriyorum. Fotoğraf çekiliyorum. İnsanların bana soru sorması hoşuma gidiyor, onlara bilgi aktarmayı seviyorum.

- Takipçileriniz nasıl insanlar?

Takipçilerim otomobilsever fakat acar bir kitle. Büyüyememiş çocuklar gibi. 13-17 hiç yok gibi. 18-24 yaşları arası en kalabalık olan kitle. Youtube’da 90 bini aşkın abonem var. 6 aylık süreçte oldu bu. Bu arada iki kanalım spamlandığı için kapandı.

- Bu kadar kolay mı kanal kapatmak? Şimdi kanalınızı nasıl koruyorsunuz?

Bunu engellemek için ajanslarla iş yapmanız lazım Youtube’un Türkiye’de ajansları var. Türkiye’ye 2016 senesinde giren, “influencer network” denen bir sektör. Amerika’da 2011 senesinden beri var bu sektör. Böyle bir firmayla anlaşma yaptım. Youtube’dan gelecek olan reklam gelirlerinin belirli bir kısmını verince bu insanlar menejer gibi sizin haklarınızı koruyor.

- Ne kadar abone hedefliyorsun?

Aslında 2017 sonu hedefim 300 bin civarında. Zor gibi görünüyor ama imkânsız değil. Allah izin verirse, inşallah olur.

- Hatuns projesini anlatır mısınız?

Benim Youtube’da yaptığım programlar var. Bir tanesi “The Makina”. Orada hızlı otomobillerin izlenimleri ve hayat stillerinden bahsediyorum. “Günlük Kafası” diye bir projem var, orada günlük hayatımı anlatıyorum. “Vlog” diye bir projem var, kurumsal fabrika gezileri, otomobil tanıtımları ve ünlü konuklarla sohbetleri burada gerçekleştiriyorum. Bir de “The Hatuns” var. Genel kitle yüzde 85 erkek, yüzde 15 kadın. Bunu değerlendirip dikkat çekici bir proje yapmak istedim. Otomobil ve kadın içerikli bölümler, otomobil bölümlerinden daha çok izleniyor. The Hatuns da farklı kulvarlardaki kadınları, genelde de otomobilden anlamayan kadınları, otomobille buluşturma projesi diyebiliriz.

- Geleceği nasıl görüyorsunuz, sosyal medya ve televizyon açısından?

Jenerasyon değişiyor. Farklı bir jenerasyon gelmeye başlıyor. 80 jenerasyonu bana göre televizyondan kopmaya başladı. 90 jenerasyonu televizyon izlemiyor. 2000 jenerasyonu da televizyon izlemiyor. Fakat 70-60-50-40 jenerasyonları hâlâ televizyon izliyorlar. Çünkü internet alışkanlıklarını çok iyi yakalayamadılar. 80 çağı ise bilgisayar, internet, cep telefonu çağını yakalayan ilk jenerasyon. Televizyon teknolojilerinde de yeni “Netflix, Youtube”, “DailyMotion” gibi kanallar hız kazanıyor. Acun Ilıcalı bile dijital medyaya yatırım yapmaya başladı. Markaların artık televizyona ve dijital planlamaya ayırdıkları bütçeler eşitlendi. Bence 5 sene sonra Türkiye’de televizyonculuk dijital ortamlarda ünlü olan insanlar üzerinden devam etmeye çalışacak.

- Evli misiniz, bekâr mısınız?

Bekârım.

- Hiç eline telefon almayan teknoloji karşıtı birisiyle evlendiğinizi düşünebiliyor musunuz?

O değişik bir soru. Olabilir de olmayabilir de. Arkadaşlık olarak sorsak daha iyi.

- Peki, tatile çıkacaksınız arkadaşınızla diyelim ve telefon düşmanı bir arkadaş, çıkabilir misiniz?

Çıkamam. Sosyal medya kullanan insanın yaptığı espriyle, kullanmayan insanın yaptığı espri arasında bile dağlar kadar fark var.

- Sabah kalkar kalkmaz ne yaparsınız?

Önce yüzümü yıkıyorum, sonrasında ise hemen Instagram’a bakarım. Kaç kişi eklemiş, ne olmuş? Telefon bana bir metre uzaklıkta oluyor uyurken. Ulaşılabilir mesafede ama yastığımın altında değil.

- Fenomen olmadan önceki arkadaşlarınızdan eleştirenler oluyor mu?

Çok. Bende şu an yoğunluk var. Telefon numaramı buluyorlar, iki kere hattımı değiştirdim, telefon susmuyor bazen. 3 saat bakmadığımda 300 tane mesaj gelmiş oluyor. Tek tek cevap vermeye çalışıyorum.

- En fazla ne kadar uzak kaldınız sosyal medyadan?

12 saat. O da çok önemli bir çekim vardı ve telefonu kapatmam gerekiyordu. Konsantre olmam lazımdı.

- Tatil yok mu?

İşlerden 6 senedir tatile çıkamıyorum. Ama eğer gerçekten bu işi layıkıyla yapar para kazanırsam, Allah da nasip ederse 50 yaşından sonra çalışmak istemiyorum. Dünyayı gezmek gibi bir hayalim var. 30 sene sonra sosyal medya da bitecek bence, farklı teknolojiler gelecek, ama kestiremiyorum.

- Youtube kapandığında veya genel ekonomik durumlar değiştiğinde işleriniz etkileniyor mu?

Kapandığında etkileniyor. Ama dolar veya avro yükseldiğinde dijital medya etkilenmiyor. Aksine daha fazla para kazanmaya devam edilir, çünkü Youtube döviz üzerinden ödeme gerçekleştiriyor. Ekonomiden çok etkilenmiyoruz çünkü bizim yaptığımız işler tüketim, gıda, giyim, kıyafet.

- Peki ya yardım işleri, sosyal medyadan çok yardım talebi geliyor, mesajlar geliyor, bunlara nasıl yetişiyorsunuz?

Ben bütün takipçilerime cevap veriyorum. Geç bile olsa. İnsanlara yardım etmeyi çok seviyorum. Van’da bir sıkıntı varmış. Ben bunu takipçilerimden haber aldım. Soğuk ve kardan ötürü etkilenen bir okulun öğrencileri için kıyafet istediler. Ben sadece bir gönderi paylaştım ve bu gönderiye çok sayıda dostum gizli yardım yapmış. Sonra teşekkür yazıları geldi. Şaşırdım, sonra öğrendim ki benim ismimle yardım etmişler ama bana haber vermeden. Çok mutlu oldum. Mesela ben sosyal medyadan felçli, lösemili insanlara yardım etmeyi çok seviyorum. Ama para olarak değil. Onların ilgiye ihtiyacı var. Bazen videolarını paylaşıyorum, istediklerini yolluyorlar. İnsanlara biraz daha fazla yardım etmek istiyorum, sosyal medya benim için bir araç, amaç değil.

Kaynak: IHA






YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
YUKARI